HABERTÜRK

Kemal Gürüz'ün haklı isyanı


16 Haziran 2013

Cuma akşamı geç saatlerde haberleri izlerken bir an kalbim yerinden çıkacak gibi oldu. Önce alt yazı olarak geçen haberi yanlış okuduğumu zannettim. Kulaklarımla duyduğumda ise deyim yerindeyse resmen kahroldum.
28 Şubat soruşturması kapsamında tutuklu bulunan YÖK'ün eski Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz, Sincan Cezaevi'nde 28 Şubat davası kapsamında tahliye olan 37 kişinin haberini aldıktan sonra "Benim ne suçum var, beni niye tutuyorlar" diye tepki göstermiş. Sonuna kadar haklı olan bu tepkisinin ardından da sol bileğini bir cam parçasıyla keserek intihara teşebbüs etmiş. Çok şükür ki gereken müdahele yapılmış ve sağlık durumu düzelmiş.
Fakat biliyorum ki Kemal Gürüz'ün ruh sağlığı kesinlikle düzelmez, düzelmeyecek...
Önce şunu önemle belirtmek isterim ki; Kemal Bey ve eşi Güliz Hanım Türkiye Cumhuriyeti'nin yetiştirmiş olduğu ender değerli insanlardandır.
Ergenekon davasında tutuksuz olarak yargılanırken yaptığımız sohbetlerde Kemal Bey; "Bunca yıl ülkeme layıkı ile hizmet ettim. Bu şekilde suçlanmak çok ağrıma gidiyor" der, bazen de günlerce evden çıkmazdı. Böyle anlarda Güliz Hanım'la birlikte Kemal Bey'I teselli etmek için elimizden geleni yapmaya çalışırdık.
28 Şubat soruşturması kapsamında 22 Haziran 2012'de gözaltına alınmadan bir hafta önce Gürüz ailesi birkaç yakın arkadaşları ile Yunan adaları gezi turuna çıkmışlardı. Seyehatlarinden bir gün önceki görüşmemizde; "Ayşemcim, Kemal için değişiklik olacak. Bu gezi ile belki biraz morali yerine gelir. Dönüşte de Çeşme'de sizlerle buluşur, hep beraber oluruz " demişti.
Şaka gibi... Bu konuşmanın üzerinden tam bir yıl geçmiş. İnsan hayatından uçup giden bir yıl...Hem de neden olduğunu bilmeden.
Geçtğimiz bir yıl süresince Güliz Hanım'la sık sık görüştüm.
Kemal Bey'in halini ve hatırını sorduktan sonra da bir kadın olarak Güliz Hanım adına hep biraz daha fazla endişe duydum.
Her; "Ayşemcim, sanırım Kemal dayanamayacak. Çok ağrına gidiyor orada olmak. O orada hapis, ben de burada" dediğinde gün boyunca her ikisi adına üzüntüden kendime gelemedim.
Peki ya şimdi ...?
Dünden beri elim telefona gidiyor ama tuşlara basamıyorum.
Böyle bir durum karşısında, nasıl teselli edilebilir ki bir insan; bir hayat arkadaşı, bir eş..