Başbakan Erdoğan’ın “Dindar nesiller yetiştirmek istiyoruz” söylemi her nedense muhafazakâr basında dahi coşkuyla karşılanmadı.
Devletin böyle bir işlevinin olmayacağını belirten yazılar yayınlanırken, Başbakan’ın sözleri hem ekranlarda hem de hemen hemen her yazarın köşesinde bugün dahi tartışılmakta.
Bu tartışmaları, hem 20 yaşında genç bir delikanlı annesi, hem müslüman bir vatandaş hem de eli kalem tutan bir yazar olarak dikkatle izliyorum. Çünkü Başbakan’ın sözlerine karşılık olarak yazılıp çizilenler son derece farklı boyutlara çekilecebilecek durumlara geldi.
Türkçemiz öyle esnek bir dildir ki... Ağızdan çıkan cümleler istendiği yere çekilip değişik manalarda yorumlara açık hale çok rahat getirilebilir.
Sonra da ayıkla pirincin taşını...
Ben öyle değil de böyle demek istemiştim, diye boş yere debelenip durursunuz.
Ülkede kaos, tartışma ortamı yaratmamak adına özellikle liderlerin ve de ekibinde bulunanların ağızlarından çıkan her kelimeyi tartıp biçmeleri gerekmektedir.
Fakat bu durum ne yazık ki bizim ülkemizde pek söz konusu olamıyor.
Çünkü Ankara’da ‘ağzı olan konuşuyor’ Başbakan’ın “dindar nesiller yetiştirmek istiyoruz” sözlerini herkes kendine göre yorumlarken, ben konunun tekrar Başbakan Erdoğan tarafından ele alınması ve “dindar nesiller” açılımının kendi tarafından yapılması taraftarıyım.
Çünkü çevreye kulak verecek olursak; Başbakan’ın sözleri son derece tehlikeli boyutlara çekilmek üzere. Hatta çekildi. O kadar ki “Özgür birey, özgür toplum” sloganlarıyla gençler çoktan sokağa döküldüler bile.
Bugüne kadar Başbakan’a toz kondurmayan Star Gazetesi eski Yazarı Prof. Dr. Mehmet Altan’ın konu hakkında Vatan Gazetesi’nden Ruşen Çakır’a yapmış olduğu yorumlar ve kullandığı kelimeler ise son derece kaygı verici;
“Kemalist gençlik anlayışından, dindar gençlik anlayışına geçme zihniyeti...
75 milyona ayar vermek istemek...
Kemalizm’den rövanş almaya çalışan anlayış...”
Çok tehlikeli kelimeler bunlar çok... Demokratikleşmede son derece istekli olan, bu uğurda açılım üzerine açılım yapan iktidar partisini; yalanlar, sanki son 10 yıldır ülkede yaşananları; kanıtlar nitelikte...
Kelimelere ayar lazım ayar!