HABERTÜRK

Kanser korkusu


10 Ocak 2015

Yeni yapılan bir araştırmaya göre, birçok kanser türü sağlıksız yaşam tarzı ya da genetik etkenler nedeniyle değil, şanssızlık sonucu ortaya çıkıyormuş

Basında çıkan bu haberi okuduğumda kendi kendime düşündüm:

-Bugüne kadar aldığım herhangi bir şans oyununa ya da milli piyango biletine bir şey çıktı mı?

- Hayır, çıkmadı. Hatta amorti bile zar zor çıkar.

-Peki, şu yaşıma kadar herhangi bir olayda dört ayak üstüne düştüğüm, hedeflediğim bir şeyi kolay yoldan elde ettiğim oldu mu?

-Cevap yine, hayır.

Bu durumda demek ki şanslı bir insan sayılmam.

Yani her an kanser olabilirim.

Hangi kadın gençlik başımda duman dönemi bittikten ya da özellikle anne olduktan sonra “kanser” korkusu taşımaz ki?

Bir de yaşadığımız dünyada, kanser yapan faktörlerin çoğalması ile birlikte kanser vakalarının artışını düşünürsek...

Yakın çevremizde dostlarımızın, akrabalarımızın, sevdiklerimizin ölümlerine şahit olup, her zamankinden daha sık kanser vakaları duymaya başlayıp da kanserden korkmamak mümkün mü?

Ya bir gün ben de kanser olursam?”

Şahsen bu konuyu çok sık düşünmeye başladım. Bir de şanslı bir insan olmadığımı bildiğim için haberi okuduktan sonra daha da düşünür oldum.

Hatta İngiliz uzman Dr. Richard Smith’in, kansere harcanan para için ‘savurganlık’ haberini okuduktan sonra ‘paranoyak’ bile oldum denebilir.

O kadar ki eşime;

“Bak kanser olursam kesinlikle tedavi olmak istemiyorum. Boşa eziyet çekmemin, çektirmemin, para harcamanın anlamı yok. O süreci ne yaşamak ne de sizlere yaşatmak istiyorum” diye geçen akşam saatlerce moral bozucu bir şekilde konuştum durdum.

Hem Dr. Smith diyor ki; “Kanser en iyi ve romantik ölüm biçimidir. Çünkü kanseri yenerseniz, kendinizi çok daha korkunç ölümlere mahkum edersiniz

(O zaman neden romantik romantik bu dünyadan ayrılmayayım?)

Meme kanseri gibi öldürücü olabilen ve hemen her kadının karşılaşma olasılığının oldukça yüksek olduğu bu hastalığın (daha doğrusu “canavarın”) her kadının yolu üzerine çıkabileceğini düşünürsek “aman dikkat” levhası aslında çok ürkütücü.

Bu “aman dikkat” levhasının yanında belki de şunu söylememiz gerekiyor. “Evet memenize dikkat edin, meme kanserinden korkun ama memenizden korkmayın.”

(Bu arada yıllık meme muayenesi zamanım geldi. Korku ve stresten ölüp ölüp dirildiğim için de sizlere konu hakkında yazıp biraz olsun rahatladım. Şimdi sıra da doktordan randevu almak var.)