Fransa'nın başkenti Paris'te kadınların pantolon giymesinin hukuki olarak yasak olduğu ortaya çıkmış. Haberi okuduğumda en az sizin kadar şaşırdım. Kadınların pantolon giymesini yasaklayan, 1800 yılında alınan kararın teknik olarak hala yürürlükte bulunduğunu hatırlatan Daily Telgraph gazetesi, "Fransa teorik olarak kılık kıyafet serbetisi açısından Sudan'dan daha geride bulunuyor" açıklaması yapmış.
Hatırlarsanız bir süre önce de Fransa'da hem burka yasaklanmış, hem de okullarda baş örtüsüne kesin yasak gelmişti. Hani derler ya komşu da pişer bize de düşer... Fakat her nedense bizim komşular kendilerinin görmeye tahammül edemedikleri manzaraları bizde görmeyi kendilerinden doğal hak görüyorlar. Bu çifte standart uygulamaya bizim ülkemiz çanak tutmasa kimse bu tip konularda bize söz söyleme hakkını kendinde bulamaz.
TÜP ÖRTÜSÜ GİBİ
Yeltenmeye kalktıklarında ise insana , "Önce kendine bak" demezler mi? Fakat gelin görün ki ülkemizde bu konuda ağır bir tahrik, mahalle baskısı, iktidar dayatması olduğundan boynumuz hep kıldan ince kalmakta. Nedir bu kadınları öcü gibi örtme sevdası bir türlü anlayabilmiş değilim. Geçen gün dergileri karıştırırken Afganistan'da yaşayan burka giymiş bir kadın fotoğrafı gördüm.
'Kadın resmi' diyemiyorum, çünkü görünen sadece masmavi bir örtüydü. Gördüğüm manzara bana aynen evde tüplerin üzerini örtmek için kullandığımız örtüleri anımsattı. Hani baştan aşağıya doğru inerken tüpün şişmanlığına göre bollaşarak inen tüp örtüleri...
Taliban rejiminin sokağa çıkarken kadınların giyilmesini zorunlu kıldığı burka, hatırlarsanız 2001 rejim değişikliğinden sonra serbest bırakılmıştı. Ancak Afgan kadınları örtünmek için halen burka kullanmakta. Çünkü her ne kadar rejim değişmiş olsa da zihniyetler hala aynı.
Fotoğraftaki kadın bir mağazadan kendine burka seçmekteydi. Burkalar genelde mavi renkte seçildiğinden belli ki moda konusunda bir sıkıntıları yok. Eskiyen mavi burkanın yerini yeni bir tüp örtüsü görüntüsündeki yeni bir mavi burka alıyor.
BU ZİHNİYETİ KINIYORUM
Kadını çirkin göstermek için ellerinden ne gelirse yapan her türlü zihniyeti kınıyorum. Hele hele konu hakkında birçok ülke radikal kararlar alırken kendi ülkemin inatla, "Herkes gider Mersin'e biz gideriz tersine" tutumu içinde olmasını, verilmiş olan haklarımızı geri alma çabalarını asla anlayamayacağım. Zaten anlamak da istemiyorum!