HABERTÜRK

Kaç şehit daha..?


02 Haziran 2010


Hatay'da Kisecik köyü yakınlarındaki bir maden ocağını basan teröristlerle özel güvenlik görevlileri arasında çıkan çatışmada ocaktaki 1 özel güvenlik görevlisinin hayatını kaybettiği; 1 güvenlikçinin de ağır yaralandığı bildirildi.
Siirt'in Pervari ilçesinde terör örgütünün güvenlik güçlerinin nöbet tuttuğu noktaya saldırması sonucu 2 geçici köy korucusu şehit oldu.
Şırnak'ın dağlık kesiminde çıkan çatışmada 1 uzman çavuş ve 1 er ile 1 korucu şehit oldu; 2 asker de yaralandı.
İskenderun'da Deniz Üs Komutanlığı'na bağlı İkmal Birliği'ne teröristlerce yapılan saldırıda 6 asker şehit oldu, 9 asker de yaralandı.
Ve dün son olarak Türk yardım gemisi Mavi Marmara'ya yönelik İsrail'in başlattığı saldırı, canlı yayında çığlığa dönüştü. Havadan gemiye inen askerler ateş açarken, 60 kadın ile bir bebeğinde bulunduğu gemide dehşet yaşandı. Sevgili okurlar, işte son iki günün Türkiye bilançosu...

Sizler, bizler hafta sonu; Türkiye'nin batısında herhangi bir şehirde rakı-balık muhabbeti yaparken, sinemada, plajda, evde iken, aynı ülke topraklarında gençlerimiz PKK tarafından katledilmekteler. Hem de Habur Kapısı'nda davul zurna ile karşıladığımız, "İlle de açılım" diyerek uğruna birçok ödünler verdiğimiz PKK'lılar tarafından...

Dün 31 Mayıs idi. Bugün 1 Haziran... İmralı'daki bebek katilinin bizlere verdiği süre dün doldu. Ne demişti; "31 Mayıs'tan sonra olacakları durduramam. Açılımın gereklerini tamamlamanız için sizlere 31 Mayıs'a kadar süre. Çıkacak olan çatışma sadece dağda değil, şehirlerde de olabilir." Sözleri aşağı yukarı bu manaya gelecek tehditlerle ve ültimatomlarla da devam ediyordu. Hatırlar mısınız, 12 Eylül döneminden baskıcı hukuk düzenini devralan Özal bu düzene kendisi de ilaveler yapmıştı. Böylece "Rejimi sivilleştiren politikacı" olmaya çalışmış 2 yeni yasa ile baskı rejimini hepten ağırlaştırmıştı.

"Polis yasası" ve "Muzır yasası" denilen bu yasalarla da yetinmeyen Özal, bir de kendine bağlı bir sivil istihbarat birimi kurmuştu. ANAP iktidarı döneminde 3 bine yakın gazeteci-yazar yargılanmış, 500'e yakın yayın organı için toplatılma kararı kararı verilmiş, 39 ton yayın imha edilmiş, gazetecilere ortalama 2000 yıl dolayında hapis cezası verilmiş, 13 gazete hakkında 303 dava açılmıştı. Özal bunlarla uğraşırken, terör eylemleri devam ediyordu. Özal iktidarının en önemli sonuçlarından biri terörün belli başlı sorunumuz haline gelmiş olmayı başarmasıdır. Son yıllar da ise bol bol gübre atarak iyice verimli hale getirmiş olduğumuz geçmişin ekilenlerini şimdi biçer gibiyiz.
Yoksa yanılıyor muyum?