İki dönem DYP’den İzmir milletvekilli olarak Meclis’te görev yapmış olan Erkut Şenbaş, Demokrat Parti’nin Gençlik Kolları Genel Başkanı, Adalet Partisi ve Doğu Yol Partisi’nin İzmir eski milletvekili ve eski GİK üyesidir.
Bugüne kadar defalarca Genel Başkan değiştirmiş olsa da DP’nin yönetim kadrosunda GİK üyesi olarak kalmakta hep ısrarcı olmuştur. Ve yeri gelmiş her fırsatta iktidarı sert bir uslüpla defalarca eleştirmiştir. Çok eski ve iyi bir siyasetçidir.
*
Has Demokrat Partili olan, 9. Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel’e, eski bakan İsmet Sezgin’e bağlılığı ile bilinen Erkut Şenbaş 30 Mart yerel seçimlerine az bir zaman kala siyasetteki silah arkadaşlarını şaşkınlığa uğratarak, bir anda AK Parti Ödemiş birinci sıra Belediye Meclis Üyesi adayı olarak karşımıza çıktı.
Salı günü de Sayın Şenbaş Yeni Asır Gazetesi köşe yazarı Erkin Usman’ın köşesinde yerel seçimler hakkında değerlendirmeler yapmış. Şenbaş; “Çok partili hayattaki ilk yıllarında İzmir seçim neticelerinin mihenk taşıydı. İzmir’in oy verdiği parti Türkiye genelinde birinci parti seçilir. Bu da genellikle Demokrat Parti veya Adalet Partisi olurdu. Herkes İzmir’i kollar ve ona göre tavır alırdı. Çok partili hayata girdiğimizden bu yana hep böyle olmuştu. Ancak üzülerek ifade etmem gerekir ki son yıllarda İzmir’de kazanan parti Türkiye’de kaybeden parti olmuştur. İzmir, Türkiye’ye ufuk açma, yön verme kabiliyetini yitirmiştir” derken yazısının sonunda Erkin Abi sormuş, “Erkut Şenbaş’ın tespitleri böyle. Ya sizin” diye.
*
Tabi ki benim tespitlerim Sayın Şenbaş’tan tamamen farklı. İzmir, Türkiye’ye ufuk açma, yön verme kabiliyetini yitirmek şöyle dursun tam tersi sonuna kadar korumuştur.
İzmir ve İzmirliler Türkiye’nin yüz akı olmuşlardır. Adalet Partisi’nin, Demokrat Parti’nin kurucuları son seçimlerde oyların bölünmemesi ve birlik, beraberlik adına, Türkiye Cumhuriyetini, İzmir’i kollamak adına iktidar partisine karşı CHP’yi işaret etmişlerdir. Bunu Sayın Şenbaş’ın kendisi de çok iyi bilmektedir.
ÜÇ ÇOCUK
Nüfusu 4 milyonu aşan İzmir halkının gençlerini bundan böyle en az üç çocuk doğurmaya davet ediyorum.
Böylece dünyaya gelecek olan İzmirli çocuklar sayesinde Türkiye’nin gen haritası ve zihniyeti düzelmiş olacaktır.