Cumartesi günü yayınlanan köşe yazımda sizlere Business dergisinin yapmış olduğu bir araştırmadan bahsetmiştim.
Araştırmanın konusu, 81 şehirdeki yaşam kalitesi araştırması sonucu ‘Yaşanacak Şehir’e karar verilmesi.
Bana göre Türkiye’de 81 ilin içinde en yaşanacak şehir olmasına rağmen İzmir’i ancak 8’inci sırada görmek beni oldukça şaşırtmıştı.
Çünkü araştırmaya göre İzmir’de 6 yetişkinden birinin otomobili, 3 kişiden birinin evi var. İzmirli yılda 5 bin 743 lira vergi ödüyor, evinde 809 kilowatt saat elektrik tüketiyor. Alışveriş merkezi sayısı 14, beş yıldızlı otel sayısı 13.
Okur-yazar oranı yüzde 92.1 olan ilimizde 8 yetişkinden biri üniversite mezunu.
Ayrıca İzmir’de 31 anaokulu, 19 ilköğretim ve 20 ortaöğretim öğrencisine birer öğretmen düşüyor. Yani refah seviyesi oldukça yüksek bir şehirde yaşıyoruz.
Bütün bu artılara rağmen neden 8’inci sıradayız?
Çünkü evlilik kurumu son iki yıldır sallantıdaymış. Boşanma hızının en yüksek olduğu il, son 2 yıldır ‘İzmir’miş. Yalnızca bu nedenden ötürü İzmir yaşanacak şehirler arasında sayılmıyormuş. Yani yaşanırlılık ölçüsü ‘boşanma’ ile doğru orantılı.
Tabi bu onların bakış acısı... Bana kalırsa sırf bu nedenden dolayı İzmir yıldızlı olarak 1’inci sırada yer almalıydı. Çünkü yaşadığımız devirde evlenmek kadar boşanmak da doğal bir hale geldi.
Çünkü kadınlar benliklerine, özgür iradelerine aldıkları eğitimleri sayesinde sahip olmayı öğrendiler.
Evlenip kocanın himayesi altında yaşamanın tek zorunluluk olmadığını öğrendiler.
Kendi paralarına sahip olarak ekonomik özgürlüklerini kazanmanın nasıl bir özgüven olduğunu öğrendiler. Ayakları üzerinde durarak tek başlarına yollarına devam edebileceklerini öğrendiler.
Sadece anne görevi üstlenmemeyi, haklarını savunmayı öğrendiler.
İşte daha 2 gün önce gazetelere manşet olan İzmir’den güzel bir örnek haber:
“İzmir’de Konak Belediye Meclisi üyesi AK Partili Hasan Rıza Evcim’in boşandığı eşi İpek Evcim, eski eşinin sevgilisi olduğunu öne sürdüğü Emel Akyer’i, boşanmasına neden olduğu ve kişilik haklarına saldırıda bulunduğu gerekçesiyle 5 bin lira tazminata mahkum ettirdi.”
Türkiye’de ilk kez alınan bu mahkeme sonucu, bütün Türkiye’ye emsal temsil edecektir. İzmirli kadınlar medenidir. Haklarını arayan, aile kurumunu korumaya çalışan kadınlardır. İşte sırf bu nedenlerden ötürü İzmir birinci sırayı hak ediyordu.
Ama belli ki araştırmayı yapanların zihniyetleri bambaşka çalışıyor.