Pazar günü sırf Başbakan Erdoğan’ın İzmir mitingini kaçırmamak için Erdek’ten İzmir’e arabayla resmen uçarak geldim.
Canım şehrime geldiğimde bir de ne göreyim, İzmir ve çehresi bir nevi açık hava cezaevine çevrilmiş.
Her yerde kafesler, bariyerler, TOMA’lar, sayısızca polisler... Sanki İzmir, Başbakan’ın gelişine değil savaşa hazırlanmış.
Şaşkınlığımı üzerimden attıktan sonra miting meydanı çevresindeki otobüsleri, minübüsleri incelemeye başladım.
Lozan Meydanı, Gündoğdu Meydanı ve çevredeki bütün meydanlara hınca hınç yabancı plakalı araçlar park etmişlerdi.
Belliki AKP’nin İzmir mitingine Ankara ve İstanbul dahil Türkiye’nin birçok ilinden insanlar taşınmış.
Sen de mi bu dedikodulara inanıyorsun diyeceksiniz... Gözlerimle gördüm... Otobüslerin üzerinde “Ankara - 1”, “Ankara-2”, “Ankara -3” diye giden numaralar vardı.
Benzer duruma Erdek’te de şahit oldum. AK Parti Erdek Belediye Başkan adayı Hüseyin Aysan’a İstanbul’dan 20’ye yakın hepsi birbirinin aynı beyaz renkte son model araçlar gönderilmiş. Erdek meydanında yan yana dizilmiş olan bu arabaların hepsinin de plakası 34 KT ile başlıyordu. (Söylenenlere göre KT Kadir Toptaş’ın baş harfleriymiş.)
AKP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım’ın konuşmasına “İzmir’e hoş geldiniz” sözleri ile başlaması her ne kadar sosyal medyada çok konuşulduysa da aslında bu durum göz önüne alındığında oldukça yerindeydi.
Miting alanındaki kalabalığa baktığımda gelenlerin İzmirli olmadığını daha net anladım.
O kalabalıkta bol miktarda İzmir sokaklarında görmeye alışık olmadığımız kara çarşaflı kadınlar vardı.
Ha bir de miting alanında İzmirliler’e akıl almaz sözler, küfürler savuranlar, “Yunan tohumusunuz siz!” diye bağıranlar vardı...
Biliyor musunuz, benim baba tarafım Giritli, anne tarafım Selanikli...
Yani onların deyimiyle bir Yunan tohumuyum. Ve de doğma büyüme İzmirliyim!