HABERTÜRK

İzmir’den Türkiye rüzgarı eser mi?


04 Şubat 2011

Kıyılarda köşelerde fısır fısır bir şeyler konuşulmakta. Seçim takvimi yaklaştıkça gerek fısıltılar gerekse kıpırdanmalar çoğalacaktır. Özellikle seçim anketleri sonuçlarında “diğerleri” içinde yer alan partiler arasında.

Geçtiğimiz günlerde bir vesile ile Yurt Partisi Genel Başkanı Saadettin Tantan ile bir araya geldim. Tantan son zamanlarda gerek Tunus’ta gerekse Mısır’da yaşanan olaylara dikkat çekerek; “Bu olayların olacağı bilinmekteydi. Pim çekildi” diyerek ilginç şeyler anlattı. Seçimler yaklaşırken ne yapmayı düşündüklerini sorduğumda Tantan; “Yurt Partisi olarak bazı siyasi partilerle görüşmeler yapmaktayız“ açıklamasında bulundu. Kulağıma gelen bilgilere göre Saadettin Tantan MHP ile temas halinde. Diğer taraftan DP ile de görüşmekteler. DP ise Saadet Partisi ile yakınlaşmakta. Türkiye Partisi de Has Parti ile temaslarını sürdürüyor. Yani anlayacağınız kimin eli kimin cebinde belli değil.

Seçim Takvimi aksamaz ise 12 Haziran 2011’de sandığa gitme hakkına sahip aşağı yukarı 20’ye yakın parti var. Genel seçim yarışının CHP, AKP ve MHP arasında geçeceği düşünülürse diğer partilerin birleşip seçim ittifakına gitmeleri en mantıklısı. BDP’yi bu partilerin dışında tutmaktayım.

CHP’nin kalesi İzmir her zamanki gibi AK Parti’nin hedefindeki şehir. MHP ise İzmir’deki kemikleşmiş olan oy oranını hala korumakta.

Peki İzmir genel seçimlere yönelik büyük bir birleşme hareketinin öncülüğünü yapabilir, adına da “Türkiye Hareketi” diyebilir mi?

DP ve Anavatan Partisi’nin sancılı birleşmesinin sonucunda DP’nin geldiği noktayı beğenmeyip partiden kopmayı düşünenler oldukça fazla. DP’nin Türkiye genelindeki teşkilatlarının bir kısmı MHP’ye bir kısmı da CHP’ye destek vermeyi düşünüyorlar. DP eski Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk’un değer verdiği bir isim olan eski GİK Üyesi Cem Kılıç MHP’ye geçti bile. Bildiğim kadarı ile isimlerinin ağırlığı olan bir grup ise CHP ile temasta.

Seçim ittifaklarının ya da ilhaklarının olumlu sonuç vermesi halinde İzmir’den ciddi bir kitle hareketi başlatılabilir. Unutmayalım ki İzmir’de esen siyasi rüzgar her zaman için Türkiye genelini etkilemeyi başarmıştır.

Bunun öncülüğünü kimler yapacak?

Eşkıyalar mı yoksa İzmirliler mi? Ya da İzmirli eşkıyalar mı?