Son aylarda Türk halkının yüzde 50’sini pek bir suskun görüyorum. Sanki fırtına öncesi sessizlik hakim. Kalan yüzde 50 ise şakşakçılık yapmaya devam ediyor. Bu durum bana bir bilgenin hikayesini hatırlattı: “Bir keçi, bağlı olduğu ipi koparıp boynunu kurtarmış. Artık özgürmüş. Dilediğince koşmuş kırlarda, bayırlarda dolaşmış. İstediği here yere gitmiş. Yemyeşil otlardan doyasıya yemiş. Dağlardan gelen suyu afiyetle içmiş. Ne çoban karışmış o gün ne de sahibi... Yanında hiçbir keçi sürüsü kalabalık etmemiş. Kimse bir tarafa sevk edip bir yöne çekmemiş. Kendi lisanınca şarkılar söylemiş, türküler mırıldanmış. Ve nihayet şen şakrak geçen bir gün bitmeye başlamış. Önce ikindi gölgesi düşmüş herşeyin üzerine sonra yavaş yavaş güneş ufuktan kaybolmuş gitmiş ve zifiri karanlık sarmış her yanı...
Keçi ilk kez ürpermiş. Karanlıkta hiç bir ses, hiç bir ışık kırıntısı kalmamış. İçini bir dehşet sarmış ve birden çalılıkların arkasında çakmak çakmak parıldayan iki göz görmüş. Fakat her nedense bu parıltıya sevinememiş. Ve evet, aklına gelen başına gelmiş. Hayatında en son gördüğü o iki parıldayan göz olmuş. Kurt, bu özgür keçiyi büyük bir iştahla yemiş. Keçi bu ipsiz özgürlüğün faturasını oldukça ağır ödemiş.
*
Antalya’da eski Bakanımız İsmet Sezgin ile gündem üzerine sohbet ediyoruz. Aramızda Neco da var. Neco’ya Akil sanatçılarımızı sordum.. “49 yıllık sanat hayatımda hiç sanatçı dostum olmadı. Nedenini bugün daha net anlayabiliyorum” dedi. Türkiye’nin İsmet Abisine son gelişmeler hakkında ne düşündüğünü sorduğumda ise uzun uzun anlattı. Ama ben sizlere kısa bir özet aktaracağım: “Gündemi Başbakan tayin ediyor arkasından da herkes kuzu kuzu gidiyor. Terör tek başına iktidar partisinin ‘ben yaptım oldu’ demesi ile çözülmez. Mecliste bütün partilerin taşın altına ellerine koymaları ile olur. Kürt sorunu şu anda en önemli sorun gibi görünüyor. Bu sorunla meşgul olma-larından dolayı diğer sorunlar beklemeye alındı. Türkiye adına, Türk milleti adına hayırlısı ne ise öyle olsun.”