Milli Gazete yazarı, ilahiyatçı Nureddin Yıldız, kadınların sanal alemde fotoğraflarını paylaşmasına yönelik yaptığı “internette cinler var” açıklamasını inanın önce şaka zannettim.
Yıldız kendince, cinler- kadınlar ve internet arasında bağlantı kurmuş ve twitter hesabından olayı şöyle açıklamış, “Duyarlı Müslüman bir hanım, internet gibi insandan cine kadar herkese açık ve bir daha kapatılamayan bir ortama fotoğraflarını nasıl koyabilir.”
127 bin takipçisi bulunan Yıldız’ın bu iletisi Twitter’da şimdiye dek 675 kez paylaşılmış. Yorumları burada yazmama imkan yok. Ama sanırım tahmin edebiliyorsunuzdur.
Ne günlere kaldık...İnternette cin varmış da haberimiz yokmuş. Hem de kadınmış.Yani resimlerini sanal ortamda paylaşan biz kadınlar “cin” mişiz. Özellikle son yıllarda biz kadınlar türlü türlü sınıflandırıldık, adlandırıldık ama hiç “cin” olmamıştık. Sonunda cinler saçma sapan bu söylemleri yazan çizenleri öyle bir çarpacaklar ki işte o zaman “cin “ mi yoksa “cadı” mı olduğumuzu daha iyi anlayacaklar.
GARİPOĞLU’NUN ÖLÜMÜ
Münevver Karabulut’u öldürmekten 24 yıl hapis cezasıyla hüküm giyen Cem Garipoğlu’nun cezaevinde intihar ettiği haberi duyulduğu andan itibaren Sosyal Medya’da çeşitli yorumlar dolaşmaya başladı.
Garipoğlu’nun aslında intihar etmediği öldürüldüğü ya da öldü süsü verilerek yurt dışına kaçırıldığı yönündeki iddialar sosyal medyada günlerdir konuşuluyor.
Haberi ilk duyduğumda gelişmeleri ben de ilgiyle izlemeye başladım.Ve ne yalan söyleyeyim olayın içinde bir bit yeniği olabileceği benim de aklıma düşmedi değil.
Belki de fazla polisiye filmi izler olduk
Yine de insanlar ister istemez ‘neden olmasın ?’ diye soruyor, soruşturuyor ve tartışıyor.Çünkü hiç bir yerde Garipoğlu’nun cesedinin ya da ölüm anının tek bir fotoğrafı dahi yayınlanmadı.
Bir de hapishanedeki günlerinde hergün neredeyse 14 saat Çince çalışıyormuş.
İntihar edecek olan insan neden günde 14 saat çalışarak Çince öğrenmek ister ki?
Garipoğlu ailesi son derece üzücü günler geçirdiler. Acılı aileyi eminim ki bu tartışmalar daha da üzüyordur.
Ama insanların kafalarında ki soru işaretlerinin yok olması için gerekiyorsa oğullarının cesedini mezarından çıkarıp yetkili makamlara (karşı tarafın avukatına ya da ailenin herhangi bir bireyine ) göstermeliler.
Zaten Garipoğlu’nun intihar ederek ölmediği yönündeki iddiaların medyada da yer bulması üzerine, Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı’na müdahillik talebinde bulunarak, cezaevindeki görüntülerin kendilerine verilmesi talep etmiş.
Ne diyelim ,her iki aile içinde oldukça zor bir durum.Ama öyle bir suç işlemişti ki...derler ya ‘Mezarda bile rahat bırakmadılar’, işte öyle bir şey.