HABERTÜRK

İğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batır


24 Aralık 2010

Siyasi gündem o kadar yoğun geçiyor ki bazı önemli haber ve olayları atlıyoruz. Bu nedenle özellikle dikkatimi çeken bir haberi sizlerle paylaşmak istiyorum. Çünkü 12 Haziran’da seçim olduğunu göz önüne alırsak önümüzdeki 6 ay sadece siyasi partilerin adayları ve söylemleri ile dolu geçecektir.

Geçen hafta İsviçre’de tartışılan ‘ensestin serbest bırakılmasına yönelik yasa tasarısı’, Türk medyasına ‘iğrenç tasarı’ olarak geçmişti. Haberi okuduğumda aklımın bir köşesine yazdım.

Çünkü İsviçre’de önerilen yasa, reşit olmayan aile üyeleriyle ya da kişinin rızası dışında oluşan cinsel ilişkiyi serbest bırakmıyor.

Yeni tasarı, “Reşit kişiler arasında rızaya dayalı cinsel ilişkiye, bu kişiler aynı aileden olsa bile devlet karışmasın” diyor. Yani okuduğumuzu doğru anlamalıyız. Biz bunu iğrençlikle adlandırır, gazete manşetleri atarken önce kendimize bakmalıyız.

Çünkü aynı yasa tasarısı ile ilgili ceza maddesi; Çin, Fransa, Rusya, Hollanda ve diğer bazı ülkelerin yanı sıra Türkiye’de de suç kapsamına girmiyor. Yani yasalarımız kapsamında böyle bir suç bulunmuyor.

Evet, yanlış okumadınız. Türkiye’de de ‘reşit kişiler arasında rızaya dayalı cinsel ilişkiye’ ceza yok.

Sadece ‘cinsel istismar, aile üyelerinden birine yapılmışsa ceza oranı artar’ dense de istismar yoksa suç da yok!

Bugüne kadar İsviçre ve diğer birçok ülkede yasak olan bu durum ‘taraflar reşit de olsa rızaları da olsa yasak ve ceza getiriyordu’; şimdi ise ‘cezalar kaldırılsın’ deniyor.

Yani aslında adamlar bugüne kadar doğru olanı yapmış. Şimdi ise bize uyum sağlıyorlar.

Siz hiç Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde, reşit de olsa genç bir kızın kendi rızası dışında ağabeyi, babası ya da yeğeni tarafından tecavüze uğrayıp şikayet edebileceğini düşünebiliyor musunuz?

Cinsel istismar işte burada devreye girmekte. Tabi ki bu durumda hiçbir surette cinsel istismardan söz edilemeyecek.

Ve de kimse ceza almayacak. Ne oluyor?

Kızlar kendi kendilerine durup dururken intihar ediyor ya da elim bir kaza sonucu bu hayattan göçüp gidiyorlar.

Yani kim vurduya gidiyorlar.

Ne demişler; iğneyi kendine çuvaldızı başkasına batır!