HABERTÜRK

İçimden geçenler..!


07 Ağustos 2012

Geçen hafta günlerce sizlere İzmir ve Türkiye genelinde 4+4+4 eğitim sistemi çerçevesinde açılmış bulunan İmam Hatip Ortaokullarından bahsetmiş, son olarak cumartesi günü de eğitimcilerimizin (sakıncaları anlatan ) konu hakkındaki düşüncelerine yer vermiştim. Yazımı da konuya bugün için devam edeceğimi not düşerek bitirmiştim.

Fakat aradan geçen üç gün içinde Türkiye’de o kadar üzücü olaylar yaşandı ki... Bugün için köşe yazımı yazmak üzere bilgisayarımın başına oturduğumda konuya nasıl ve nereden başlayacağımı bir türlü bulamadım. Kafamı toparlayamadım.

O kadar üzgünüm ki...

İçimden sadece şu isyan cümlelerini yazmak geldi ve yazdım; Türkiye’nin batısında yer alan İzmir’in tatil beldesi Çeşme’de, ben ve benim gibiler, bizler, rahat ve huzurlu uyurlarken...,

Bodrum’da, Denizli’de, Marmaris’ te, Antalya’da yatta, katta, hatta atta gezenler huzurla yaşıyorlarken...,

Neden ülkenin doğusunda Hakkari’de aynı vatanın evlatları gece yarısı kurşun yağmuru ile uyanıp can verdiler? Ramazan günü, sahur saati askerlerimizi uykuda katleden teröristlere hala terörist demeyenlere lanet EDİYORUM...! Çatışmanın ortasında ‘Elif’im hakkını helal et’ diyerek eşini arayan ve ardından şehit olan Uzman Çavuş Kamil Çelikkaya kardeşime;

“Şehidim, kardeşim seni hiç tanımadım. Elif’ini, çocuklarını da tanımıyorum. Bizler ve bu topraklar uğruna haince katledildin. Canından, canlarından edildin. Belki de neden olduğunu bile bilmeden...

Asıl sen ve senin gibi orada şehit olan arkadaşların bizlere haklarınızı helal edin.

Bu suçluluk duygusuyla nasıl yaşayacağını bilemeyen ben ve benim gibi bütün vatansever Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından; Elif’ine, yavrularına, ailene, seni doğuran anaya, diğer şehitlerimizin analarına, bacılarına, eşlerine tüm sevenlerine baş sağlığı dileklerimizi iletiyorum. Ne yazık ki elimizden baska bir şey gelmiyor, gelemiyor.

Sadece isyan ediyorum.

Suçlu kim?

Bulmuşlar!

Suriye ve Esad...mış!

Sizce de son yıllarda sayıları her geçen gün artan şehitlerimizin suçlusu onlar mıydı?

Sadece PKK’nın ipini ellerinde tutan düşman ülkeler mi?

Ya Habur kapısında davul zurna ile karşılanan PKK’lılar, onların ayaklarına giden savcılar ,vekiller ve de onları oraya gönderenler...?

İçinde bulunduğumuz durum ve yaşananlar için ne düşünüyorlar acaba?

İçim acıyor.

İçimden hiçbir şey yazmak gelmiyor..

Hepimizin başı sağ olsun.