Yıllardır hapşıran insana ne dersiniz?
“Çok yaşa!” deriz.
Hapşıran kişi ne der?
Karşılık olarak ya “hep beraber” ya da “siz de görün” gibilerinden karşılıklar verir.
Son zamanlarda ülkemizde yaşanmakta olan mutasyonlara dün bir yenisi daha eklendi.
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Kamil Yılmaz Diyanet Dergisi’nde, “Aksırınca can adeta iade edildiğinden ‘Allah rahmet etsin’ denebilir yazmış.
Düşünsenize eşiniz ya da çocuğunuz üşütmüş olabileceğinden veya burnuna karabiber kaçtığından ard arda aksırmaya başladı ve siz durmadan ‘Allah rahmet etsin’ diyorsunuz.
E... ne yanıt gelecek?
‘Hep beraber’, ‘Sende gör inşallah..’
İnsan eşine dostuna, çoluğuna çocuğuna böyle bir temennide bulunabilir mi?
Bakalım daha neler göreceğiz.
Tutuklanmalar!
Çevik Bir, tek cümlelik savunma yapmış; “Hükümetin ve MGK’nın emirlerini uyguladım, suçsuzum.”
Sonuç? Sincan Cezaevi...
“Susurluk Çetesi” yöneticiliğinden verilen 5 yıl hapis cezası Yargıtay 9’uncu Ceza Dairesi’nce oybirliğiyle onaylanan eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar da: “Ben devletten geliyorum. Burada hizmet kusuru atfedilebilir, fakat suç atfedilemez” açıklaması yapmış.
Sonuç? İki yıl hapis cezası.
Genel Sonuç; devleti koruyanlar, devlet görevi yapan bütün emir kulları cezaevlerinde.
Öfke ve düşmanlık...
“Hakkımız olanı alamadığımız ya da önem verdiğimiz bir insan beklentilerimiz doğrultusunda davranmadığında yaşanan duygu kızgınlıktır. Böyle bir duygunun salt o olaya ilişkin olarak yaşanması insan doğası gereğidir. Ancak, bu gibi olaylar “Yaşam boyu insanlar zaten hep beni engelledi!” ya da “İnsanlar zaten bencildir!” biçiminde yaşanıyorsa, o zaman durum farklıdır ve bu tür genellemelerin gerisinde kişinin geçmişinden getiregeldiği kızgınlıkların birikimi bulunur.”
Yukarıdaki paragrafı psikiyatri uzmanı Engin Geçtan’ın “İnsan Olmak” isimli kitabından aldım.
Neden mi?
Günümüzde yaşanan bütün olayların geneline ışık tutsun, diye...