5 Aralık unutulmuş ‘Kadın Hakları Günü’ ile ilgili dün yazmış olduğum yazıma bugün de devam etmek istiyorum.
Nedenine gelince...
Dün gün içinde büroma hem siyasi hem de ticari çevreden birçok eş dost uğradı. Konu dönüp dolaşıp tabi ki 12 Haziran Genel Seçimleri’ne geldi. Meğer şubat ayında milletvekili adaylıkları için başvurular başlıyormuş.
Meclis’te bulunan 46 kadın milletvekilinin isimlerine şöyle bir baktım. Tam 9 tanesi BDP milletvekili.
BDP milletvekillerinin kime ve neye hizmet ettikleri ortada. Terör örgütünü savunurken “dağdaki kadın” bile demiyorlar.
Onlar için ön planda olan tek bir şey var; “Apo.” Sanki sadece onların haklarını savunmaya gelmişler. Töre cinayetlerine kurban giden Kürt kadınını temsil etmek, onların canlarını, haklarını savunmak, yine diğer kadın vekillere kalıyor.
Geride kalan 37 milletvekili kimler? Onları tanıyor musunuz? Bazı sansasyonel çıkışları olanların ya da bakanlık yapanların dışında kalanların isimlerini bana sayabilir misiniz?
Ya da hangi partiyi temsil ediyorlar?
Meclis’ten size bazı isimleri saysam size bir şey ifade edecek mi?
Fatoş Gorkan, Nevin Gaye Erbatur, Bihlun Tamaylıgil, Öznur Çalık, İlknur İnceöz, Durdu Özbolat, Fazilet Dağcı Çığlık, Fatma Kotan...
Hangisini yolda görseniz tanırsınız ? Ya da hangisinin ismini tam biliyordunuz?
Nasıl bilmezsiniz ki? Bu isimler, bu hanımlar sizi, beni Meclis’te temsil ediyorlar. Senin, benim, bizim haklarımızı savunuyorlar.
Kendinizi yeterince bu isimler tarafından temsil ediliyor görüyor musunuz?
Eğer görmüyorsanız kolları sıvamanın zamanı geldi. 12 Haziran’da genel seçimler var. Eğer kadın haklarını savunuyorsak ve de başarmışsak, Meclis’te 12 Haziran itibari ile mutlaka en az 200 kadın temsilcimiz olmalı.
Aksi halde 1934 yılını mumla ararız.
Nasıl mı başaracağız?
Parti meclislerinde şimdiden topuk seslerimizi duyurarak.
Şimdiden masaya yumruğumuzu vurarak.
Sorunlarımızı tek tek döküp, birbirimize destek olarak.!