HABERTÜRK

Havuzlu villalılar şehri: İzmir


17 Eylül 2010

Sevgili okurlar, sevgili İzmirliler; kaç taneniz havuzlu villada oturmaktasınız?
İzmir için “havuzlu villalılar şehri” şeklinde bir benzetme yapıldı ya... İşte o gün bu gündür millete havuzlu villam olmadığını anlatmaya çalışmaktan bitap düştüm.
AK Parti yöneticileri daha önce de; “Tenekeyi altına boyasanız da teneke tenekedir”
diyerek CHP’nin genel başkan değiştirmekle değişmeyeceğini anlatmaya çalışmış ve ilginç bir benzetme daha yapmıştı.
İzmir’le ilgili şimdi de referandum da “hayır” oyu verdiği için “havuzlu villalılar şehri” benzetmesi yapıldı.
Benim bildiğim bir tane “havuzlu villalılar derneği” var. Ona da resmi makamlarca TÜSİAD denmekte. Uzun yıllardan beri (belki de ilk kez) bu referandum oylamasında TÜSİAD rengini belli etmemeye çalıştı.
Günlerdir, İstanbul’da yaşayan bir İzmirli olarak çevremden aldığım övgüleri sizlerle paylaşmaktayım. Bir çok arkadaşımız emekli olup, tası tarağı toplayarak ciddi ciddi İzmir’e yerleşme planı yaparlarken, bazı boş boğazlar da espri yaptıklarını zannederek “senin kaç tane havuzlu villan var” gibisinden sorular sormaya kalkıyorlar.
Ardından da gereken cevabı alıyorlar.

* * *

İzmirli Hürriyet Gazetesi köşe yazarı Yılmaz Özdil’in İzmir’i anlatan satırlarından alıntı yaparak sizlere İzmir ile ilgili küçük bir hatırlatma yapmak istiyorum;
“Evimiz isterse 800 metrekare olsun, balkonda otururuz. Hıdrellez filan gibi mazeretler uydurur, sabaha kadar sokaklarda içeriz. Paraşüt kulesinden atlamayana kız vermezler, kızlarımızı da tavlayamazsın ha... Canı çekerse, o seni tavlar!
Bak iddia ediyorum, okey şampiyonası düzenlense, İzmirli kadınlar alır kupayı... Erkekleriyle kahveye giderler çünkü... Şaşırdın di mi? Al buna da şaşır, nargile içerler... Askılı giyerler, şortla gezerler, öküz gibi bakarsan, bi çakar bi de duvardan yersin... Gönül Yazar’ız, Sezen Aksu’yuz; bir gül takıp da saçlarına, çıktı mı deprem sanırdın kantosuna, Karantinalı Despina’yız... Sensin Varoş! Biz tenekeli mahallede bile el ele gezeriz.” (Yılmaz Özdil 31 Mayıs 2009)
Anlaşıldı mı..?