Üst üste gelen aksilikler neticesinde en nihayet dün Çeşme’de plaja giderek denize girmeyi başarabildim.
Yıllardır kimselere derdimi anlatamam. Ne zaman sezon başı Çeşme’ye demir atsam hep aynı durum söz konusu oluyor. Gerek arkadaş gerekse iş çevresinden gelen telefonlarda ‘Nerelerdesin?’ sorusuna yanıtım doğal olarak ‘Çeşme...’ oluyor.
Koordinatlarımı öğrenenlerin ses tonları anında hafif bir kıskançlıkla değişir ve ‘Oh... Sefan olsun...’ diyerek başlarlar Çeşme’yi bana anlatmaya.
Saatlerce tereciye tere satmaya çalışırlar.
Her ne kadar yıllardır aynı insanlara Çeşme’nin benim için tatil beldesi olmadığını, tatil yapmanın benim için burada imkansızlığını anlatmaya çalışsam da hala başarılı olabilmiş değilim.
Her neyse... Gelelim dün plajda gördüklerime... Gençliğimizin geçtiği, boydan boya billur gibi denizi ve kumları ile meşhur büyük plaja ayağımı basar basmaz ilk gördüğüm şey, mor haşemalı bir bayan oldu.
Sımsıcak kumlarda ayaklarım yana yana sakin bir yer aranırken denizden çıkmakta olan iki adet haşemalı genç kız ile burun buruna geldim. Daha ‘Ne oluyoruz ...?’ demeden dalgalarla oynayan haşemalı bir genç kız daha gözüme çarptı.
Kendi kendime, ‘Allah Allah, bugün haşemalılar için özel plaj günü mü acaba?’ diye düşünürken birkaç adım sonra bildik görüntülerle karşılaşınca günün özel olmadığını anlamış oldum. Alelacele denize dalıp çıkıp evin yolunu tuttum.
Duyduğum rahatsızlık haşema giyen kadınların sayılarının artmasından mı, yoksa kadınların haşema giymesinden mi diye düşünürken eve girer girmez Sibel’e, “Sibel, yarın bana haşemanı getirir misin?” dedim.
Talebimi şaşkınlıkla karşılayan Sibel, ertesi gün eve haşema torbasıyla geldi.
Ben de hiç istifimi bozmadan haşemayı giydim. Hışır huşur gelen seslere aldırmamaya çalışarak haşemayı giyebildim.
İçinde kendimi boğulacakmış gibi hissetmeme rağmen sonuna kadar gitme kararımı uygulamaya başladım.
Önce dosdoğru büyük plaja gittim. Herkesin dönüp bana bakacağını zannederken benden tarafa bir kişi bile bakmadı.
Üzerimde mor haşemam ile suya daldığımda ise balon gibi şişen eteklerimle denizde bir sağa bir sola savrulmaya başladım.
Haşemanın beni dibe çekmesine engel olayım derken yuttuğum suyun haddi hesabı yoktu.
Konuya yarın devam edeceğim.
Sizler de bu arada www.hasema.net sitesine girip eşsiz güzellikte ve renklerdeki haşemalara göz atın.