HABERTÜRK

Harama aracılık etmek


18 Temmuz 2013

Günlerdir yoğun geçen gerek Türkiye gerekse yerel gündem haberleri yüzünden son derece önemli bir haberi atladığımı fark ettim.

Geçen hafta basında yer alan haberlere göre Sağlık Bakanlığı’na bağlı, Afyonkarahisar Devlet hastanesi kalp damar cerrahisi Uzmanı Doç Dr. İlker Alat, doktorların hastalarına tedavi yöntemlerinde kullanılan ilaçlar hakkında ‘net bilgiler’ vermediklerini iddia ederek inanılması güç olan şu konuşmayı yapmış;

“Herhangi bir hastalığımız nedeniyle kalkıp da hemen harama sarılmamalıyız. Ne olursan ol, harama sarılma deniliyor. Helal kaynaklara ulaşacak tedbirleri almamız gerekir. Bu tedbirler herkes için geçerli. Şifa verici Allah’tır. Kişilere helâl-haram bilincinin kazandırılması gerekir. Müslüman kimse için ‘Helal ve Tayyip’ olandan yiyip-içmenin zarureti ve ehemmiyeti vardır. Bu konunun önemi, ilgili ayet ve hadislerle birlikte evliya zâtın sözleriyle de desteklenmiştir.”

Okuyunca benim de inanamadığım bu açıklamalar karşısında bir Tıp mensubu olarak CHP İzmir Milletvekili Aytun Çıray da şok olmuş olacak ki bu açıklamanın hastalara zarar vermemesi adına Sağlık Bakanı’na aşağıdaki soruları yöneltmiş.

Dr. Aytun Çıray’ın o soru önergesi...

1. Bakanlığınız elemanı Doç. Dr. İlker Alat’ın görüşlerine katılıyor musunuz?

2. Alat’ın iddialarına katılıyorsanız eğer, 2002’den bu yana Türkiye’yi AKP hükümetleri yönettiğine göre, domuz jelâtini ile kaplanarak üretilen ilâçların kullanımında sorumluluğunuz nedir?

3. Harama aracılık ettiniz mi? Kendinizi günahkâr hissediyor musunuz?

4. İthal edilen ve Türkiye’de üretilen hangi ilâçlar domuz jeli içermektedir?

5. İlâçların kapsül veya film tablet formatında üretilmelerinin bilimsel gerekçesi nedir?

6. İlâçların tümü film tablet formatında üretilebilir mi?

7. Tüm kapsül ilâçların film tablet karşılığı var mıdır?

8. Ülkemizde kapak hastalığı bulunan bir çok hastaya domuz kalbi kapağı takılmıştır, bu hastalar hakkında bakanlığınızın görüşü nedir?

9. Dr. Alat bazı film tabletlerde de domuz şüphesi var diyor, bu durumda her iki formatı da yazmadığı hastalara “kurşun döktürüyor” olabilir mi?

10. Bu açıklamalar sonucunda ilâçlarını kullanmayarak ağırlaşacak ve hatta hayatını kaybedecek olan yuttaşlarımız için ne yapmayı öneririsiniz?

11. Doktorun bu açıklamaları bilimsel midir?

Soruların yanıtını Aytun Çıray gibi ben de merakla bekliyorum...