Dün Başbakan’ın “Dindar nesiller yetiştirmek istiyoruz” söylemi hakkında yazmış olduğum yazımda konu hakkında her kafadan bir ses çıktığını belirterek, gençlerin sokaklara dökülmesini örnek göstermiş ve konunun tehlikeli boyutlara uzanmaya başladığına değinmiştim.
Özellikle “demokratikleşme” konusunda ısrarlı olan Başbakan Erdoğan’ın “dindar nesiller” sözlerinin açılımını kendisinin bizzat yapması gerektiğinin altını çizmiştim.
Yazımı gazeteye gönderdikten sonra posta kutumda Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği Başkanı Ali Kenanoğlu’ndan gelen e-mail’i gördüm.
Bugün, Başkan Kenanoğlu’nun “demokratikleşme” konusunda yazdıklarımı haklı çıkarır nitelikte olan bu e-mail’inin bazı bölümlerini sizlerle paylaşmak istiyorum;
“Biz de dindar bir gençlik yetiştirmek istersek...
Sayın Başbakan yaptığı bir konuşmada Hükümetin dinle ilgili hedefini net bir şekilde koymuş ve “Dindar bir gençlik yetiştirmek istiyoruz” demiştir. Başbakanın bahsettiği din bellidir. Bu din devletin yarattığı çoğu inançlı insanın da reddettiği “Resmi Devlet Sünniliğidir.” Peki sizin bu resmi din anlayışınızın dışında kalan dinler ve inançlar ne yapacak?
Bu ülkede azımsanamayacak bir nüfusa sahip olan ve dine sizin baktığınız gibi bakmayan, sizin inandığınız gibi inanmayan Aleviler ne yapacak? Onların da gençliğini “dindar” yetiştirme hakkı yok mudur? Aleviler, çocuklarımızı, gençlerimizi kendi inançsal anlayışımıza uygun yetiştirebilme olanağına nasıl sahip olacağız?
Peki bu ülkede yaşayan ve her türlü vatandaşlık yükümlülüğünden muaf olmayan, vergisini veren, askerliğini yapan Ermeni-Rum-Süryani Hıristiyanlar, (Katolikler- Ortadokslar-Protestanlar) Yehova Şahitleri-Yahudiler, Ezidiler, Caferiler, Bahailer, Aleviler, inanca sizin gibi bakmayan müslümanlar, bunların gençlerini “dindar” yetiştirme hakkı yok mudur?
Peki bu ülkede yaşayan ve her türlü vatandaşlık yükümlülüklerinden muaf olmayan Ateist anne ve babanın çocuğunu kendi inançsızlığına uygun olarak yetiştirme hakkı yok mudur? Ateistlik suç mudur?
Yeni Anayasa umutlarıyla az da olsa inanç ve inançsızlık özgürlüğü beklentisinin oluşturulduğu bir dönemde yapmış olduğunuz bu açıklama anayasanın nasıl şekilleneceğinin ve “kendine Müslüman” bir Anayasa olacağının çok net bir belirtisidir.
Bizler, sizin resmi inancınızın ötekileri olarak; Bırakın kendi gençlerimizi kendi inancımıza göre yetiştirmeyi, sizin “dindar”lığınızdan gençlerimizi nasıl koruyacağımızın derdine düşmüş durumdayız. Yaptığınız asimilasyondur. Asimilasyon ise insanlık suçudur. Siz dünyanın gözüne baka baka insanlık suçu işliyor ve işlemeye devam edeceğinizi de beyan ediyorsunuz...”
Saygılarımızla,
Ali Kenanoğlu (Başkan)