Türkiye’deki sonu gelmez tartışmaların içinde olmaktan, ‘Evet-Hayır’ polemiklerinden gerçekten gına geldi. Her umutla başladığımız yeni bir yıl başından sonuna kadar kaoslara, tartışmalara gömülüyor ve bir bakıyoruz ki hayatımızdan bir yıl daha yine geçmiş gitmiş.
Nisan ayında referandumdan “Evet” de çıksa “Hayır” da çıksa tartışmalar sonra ermeyecek. Bu defa ‘neden evet , neden hayır çıktı?’ diye tartışılacak. O nedenle ben sizlere bildiğimiz şeylerden değil de biraz da bilmediğimiz şeylerden bahsetmek istiyorum.
Bakın yeni bir meslek grubunun yıldızı parlamakta.
Görüştüğüm ve ileriye dönük bilgilerine güvendiğim veri bilimcilerden aldığım bilgilere göre, 21. Yüzyılın en popüler mesleği yönetim katındaki adı ile “CDO” imiş. Yani “Chief Data Officer”
Nedenine gelince; 2020’de her saniyede 1.7 megabyte yeni veri üretimi gerçekleşeceği tahmin edilmekteymiş. Bu verilerin yapılandırılması yani işlenerek şirketler için faydalı bir bilgiye dönüştürülmesi ise kıran kırana rekabetin yaşandığı iş dünyasında kritik bir öneme sahip olacakmış.
İşte sırf bu gelişmelerden dolayı son yıllarda bu büyük verilerin analiz edilmesine imkan tanıyan “Veri bilimcisi”, “Veri Müdürü” gibi pozisyonlar revaç görecekmiş.
Çocukları üniversite sınavına hazırlanmakta olan kararsız ailelere, bu devirde ne iş yapacağım diye kara kara düşünen gençlerimize duyurulur...
Veri analisti ne iş yapar?
Veri analistinin görev ve sorumluluklarını araştırdım. Veri analisti, kurumun cirosunu, karını ve verimliliğini artırması için verilecek ticari kararlar ve alınacak aksiyonlara hızlı bir şekilde yön verebilmek amacıyla kurumun yıllar içerisinde topladığı ve aynı zamanda güncel olarak farklı kanallardan (sosyal medya, mobil uygulamalar vs) toplamaya devam ettiği tüm veriler üzerinde anlık ve çok boyutlu analizler gerçekleştiren eleman anlamına geliyormuş.
2012 rakamlarıyla dünyada üretilen 2.8 zettabyt verinin sadece 0.05’inin analiz edildiği varsayılmaktaymış. İnternete bağlı cihazların sayısı 15 milyarı geçmiş. Bu veri ekonomisi yıllık 52 milyar dolara ulaşmış ve dünya çapında yarattığı istihdam sayısı 4.4 milyon kişiymiş. Yani çok ciddi oranda veri analisti açığı bulunmaktaymış.
Buraya kadar yazdıklarımdan hala bir şey anlamadıysanız konuyu gençlere, teknoloji çağını bilenlere sorun.
Sözün kısası; 21. yüzyıl Milenyum çağı, yani Teknoloji çağı. Zamanında uzay filmlerinde gördüğümüz bir çok şey bizler farkında olmadan hayatımıza çoktan girdiler. Girmeye de devam edecekler.
Bırakın Türkiye’nin kısır döngü ve sonu gelmeyecek olan tartışmalarını. Hayatımız öyle de böyle de geçiyor. Bizler çağa ayak uydurmaya bakalım, tepemizde tepişmekte olan filler ile ilgilenmeyelim. Yoksa şu kısacık ömürde ‘çimen misali’ ezilir gideriz.