Son günlerde kendinizde bir boşluk, hoşluk hali hissediyor musunuz? Sizleri bilmem ama bende garip bir hal var. Sanki ülkede Başbakanımızın annesinin vefatından başka kötü haber kalmamış gibi bir durum hakim.
Yoksa fırtına öncesi sessizlik mi?
O da olamaz... Çünkü sağanak yağış ülkemizi, fırtına ise bölgemizi esir almış durumda.
Son 37 yılın rekor yağışını yaşamışız.
Peki bu hal neden?
Varsa yoksa Başbakanımızın annesinin cenaze töreni ile başsağlığı ziyaretleri. Hatta basındaki başsağlığı ilanlarının izlenimleri...
Sanki ülkede bir tek bu haber kalmış gibi... Yoksa kötü haberlerle uyanmaktan bizler mi paranoyak olduk?
Kaç gündür tartışmadığımız konulara bakın; İran bizi tehdit etti mi? (Yoksa bana mı öyle geldi...?)
Ya da birkaç gün önce Beyoğlu’nda az daha bir facia yaşanmıyor muydu?
(İki gün önce Beyoğlu’nda adamın birinin çantasından iki adet bomba çıktı. Meğer adam sadece merak etmiş, internetten bakarak bomba yapmış. Terörist olup olmadığı araştırılıyormuş. Terörist değil de ne???)
Paranoyaklık demişken...
Bu ülke ve İstanbul sadece beni paranoyak yaptı zannederken Marmaris’ten İstanbul’a gelen bir arkadaşım benden de beter çıktı. Dün Maslak’tan İstinye istikametine giderken yanımızdan üstü açık arabayla geçen gençleri görüp “Burası İstanbul... Tehlikenin nereden geleceği belli olmuyor. Ya bu gençler üstü açık arabada kaza kurşununa gitseler...?” demez mi!
Önce paranoyaklığı karşısında katıla katıla güldüm.
Aklıma takılıp düşününce yazmaya değer buldum.
Öyle değil mi?
Ya oradan geçmekte olan vatandaşların yanı sıra aynı saatlerde orada olan oğlum da Beyoğlu’ndaki meraklı bombacı ile karşılaşsaydı?
Akıl sağlığımız adına en iyisini iktidar partisi yapıyor. Hop hop değiş GÜNDEMMM...!