HABERTÜRK

Günah keçisi


14 Kasım 2016

Günahlardan ve pişmanlıklardan arınma konusunda en eski dini ritüellerden biri günahların bir keçinin sırtına yüklenmesidir. Bu eski ritüel günümüzde bir çok kültürde bir deyim olarak varlığını sürdürmekte.

En az 2500 yıllık bir geçmişe sahip olan günah keçisi deyiminin kökeni, insanların işlediği günahlar için suçsuz keçilerin kurban edilmesine dayanır.

Günah keçisi ritüeli, belirli aralıklarla örneğin yılda bir kez bir yerleşim yerlerindeki tüm insanların bir meydanda toplanarak günahlarının bir din görevlisi tarafından toplumdan alınıp bir keçinin üzerine temsili olarak yüklenmesi ve bu keçinin daha sonra yerleşim yerinden uzak bir yere götürülüp ölüme terkedilmesi ile gerçekleştirilirdi.

Günah keçisi olarak genelde erkekler seçilir, ilk başta iki keçi meydana getirilir daha sonra bunlardan biri kurayla günah keçisi olarak seçilirdi.

Topluluğun yaşadığı yerden uzaklaştırılan günah keçisi ya bir uçurumdan atılır ya da ayakları kırılarak ölüme terk edilirdi.

Böylece keçi, günahları yeniden toplumun yaşadığı yerleşim yerine getiremezdi. Dahası toplumun bir daha günah işlemeyeceğine inanılırdı.

Tıpkı bugün günah çıkarmanın ve tövbe etmenin günah işlemeyi azaltacağına, pişmanlık yasalarının ise işlenen suçları azaltacağına inanıldığı gibi...

 

TÖVBE EDENLER

 

Peki tövbe edenler gerçekten pişman olup bir daha suç işlemiyorlar mı?

Ya da FETÖ yüzünden tövbe edenler, pişmanız, aldanmışız diyenler?

Fetö davası yüzünden aylardır onlarca, yüzlerce öğrenmen, memur, imam, savcı, avukat, devlet memuru, polis, asker, iş adamı, gazeteci görevlerinden alındılar, işlerinden oldular.

Yaşın yanında kuru da yanar misali belki de bir kısmı günah keçisi oldu.

Türkiye’nin işsizler ordusuna yeni işsizler olarak katıldılar. Üstüne üstlük bir de Fetö’cü damgası yediler ki bir daha iş bulamaları mümkün olmasın.

Daha önce de yazmıştım, Fetö davasında ‘aldanmışız‘ diyen yetkili makamların pişman olup yanlışlarını düzeltme hakları var iken neden bu dava yüzünden işlerinden kariyerlerinden olanların ya da hapse girenlerin yok?

Pişmanlık duymak genel olarak, yaptığım eylemin ya da tercihin suç olduğunu anladım, bunu kabul ediyorum anlamına gelmektedir.

Suçunu kabul eder ve pişmanım derlerse aynı durum bu vatandaşlarımız için de geçerli olacak mıdır?

Demokrasinin gereği olan insan haklarının eşitliği durumu yoksa burada söz konusu değil mi?

Dağdan inen “pişmanım” diyen PKK’lıları bile affetmedik mi?

Ülkede uzun zamandır süregelen ekonomik sıkıntılar en üst düzeye ulaşmış iken insanları günah keçisi yapmak bu kadar kolay mıdır?