Samuel Beckett’in ünlü bir oyununun adıdır, “Godot’yu Beklerken.” İki kişinin arasındaki söyleşi boyunca oyunun sonuna kadar hep Godot beklenir. Ama oyun bitene kadar “Godot” asla gelmez. Oyunda bu bekleyiş irdelenir. İnsanın bekleyişi, umudu irdelenir...
Yıllardır pek çok yazar ve eleştirmen Godot hakkında kendilerine göre tahminlerde bulunmuşlardır. İkinci Dünya Savaşı sonrası her tarafı yıkık dökük bir Avrupa sonrası yazılan bu eser, belki de insanoğlunun bitmeyen umudunu simgeler.
Godot herkese göre farklı farklı da olabilir... Hatta oyunun yazarı Samuel Beckett’e sormuşlar, “Godot kimdir” diye. O da “Bilseydim oyunda söylerdim” demiş. Oyun o kadar ünlenmiştir ki, “Godot’yu beklemek” herkes tarafından benimsenen bir deyim halini almıştır. Hayatımızda hepimizin hep beklediği bir şey olmuştur... O bir şeye ulaşıldığında yetmemiş, yeni bekleyişlere yelken açmışızdır.
Acaba bu bekleyiş bizim yaşamla bağımızı oluştururken, beklenen için ne ifade ediyor? Onun bekleyişi durduracağı bir nokta yok mu?
Şimdi içinizden, “Nereden çıktı Godot” diyorsunuz değil mi...
Yıllardan beri DP çatısı altında siyaset yapanlara hep şunu söylemişimdir:
“Vazgeçin artık Godot’yu beklemekten.” Aldığım yanıt ise hep aynıdır: “Göreceksin sonunda gelecek. Bizi ancak o kurtarır.”
Sadece gülerim ve “Siz Godot’yu beklemeye devam edin. Zaman zaman beklentilerinizi ona yansıttıkça mutlu oluyor. Yaşam enerjisi kazanarak, narsist duygular içinde tatmin oluyor. Ama göreceksiniz ‘o’ hiç bir zaman gelmeyecek. Sadece her kongre döneminde ayak seslerini duyurarak sizlere geliyormuş gibi yapıyor ve vaktinizi çalıyor. Yazık” derim.
Samuel Beckett’in Godot’su kimdir hiç bir zaman öğrenilememiştir. Zaten yazarında dediği gibi, kendi de bilmiyordur.
Ama ben bizim Godot’yu çok iyi tanıyor ve biliyorum. DP’liler de biliyor. Bizim Godot’nun adını sizlerle paylaşmamda hiç bir sakınca görmüyorum. Çünkü zaten sizler de kim olduğunu gayet iyi biliyorsunuz;
Tansu Çiller...
DP’liler şu an Godot’yu bekliyorlar. Ocak ayında yapılacak olan büyük kongreleri için Godot’nun kapısını aşındırmaktalar.
Ama bilmezler ki Godot hiç bir zaman gelmeyecek. Godot iktidardan icazet almadan gelmez, gelemez...