Türkiye’de 2015 yılı verilerine göre 15-25 yaş grubunda 13.5 milyon genç var. Bu rakam bir çok ülkenin nüfusundan fazla.
Örneğin, Yunanistan’ın nüfusundan 2.5 milyon kişi daha çok. Bütün dünya gençleri geçmiş yıllarda alım gücü olmayan kitle gözü ile bakılırdı. 1980’lerde bu kitleye hitap eden yayınlar reklam pastasından pay bile alamazlardı.
Fakat 90’larda durum değişmeye başladı. 2000 yılı sonrasında ise genç pazarı adeta patlama yaptı. Bugün ise yepyeni bir tüketici kuşağı olarak karşımızdalar. Ve genç pazar dünyanın en büyük yatırım alanı oldu.
Geçmiş zamanlarda gençler part time (yarı zamanlı) çalışmazlardı. Oysa bugün ailelerinin durumu iyi olsa da gençler kendi paralarını kazanıyorlar. Böylece maddi bağımsızlıklarını kazanarak kendi tüketim alışkanlıklarını, para harcama şekillerini değiştirebiliyorlar.
Maddi bağımsızlığını erken yaşta kazanabilen gençler artık aileleri ile de bir arada yaşamak istemiyorlar. Genç yaşlarda da evlenme ortadan kalktı.
‘AYRI EVE ÇIKMA’
Eski kuşak gençlerde “ayrı eve çıkma” bir hayal iken yeni nesilde artık yaşam tarzı haline geldi. Eskiden aileler gençlerin kişisel ihtiyaçlarını kendileri alıp, onların isteklerine müdahale ederlerken günümüzde ise durum çok farklı. Neredeyse bebek yaşta dünya ile tanışan genç kuşağın bugün ihtiyaçları daha çeşitli ve farklı.
Orta ve daha ileri yaşlarda ki nüfusta tüketim yöresel farklılıklara, renklere göre belirlenmekte iken şimdiki gençler arasında durum tamamen farklı. Gençlerin zevkleri ve renkleri artık sınırların ötesini aşmış durumda. Bir marka içecek ya da takı ya da kıyafet dünyanın her yanından anında alıcı bulabiliyor. Bir şarkı gün içinde Arjantin’den Hindistan’a oradan da ülkemize indirilerek 24 saat içinde hit olabiliyor.
ÇOK HIZLI DEĞİŞİM
Her geçen gün ilerleyen teknoloji sayesinde genç pazara mal satma süreci hızlanıyor. Ayrıca dikkat ederseniz, yaş icabı bu kitlenin tercihleri de çok hızlı değişim gösterebiliyor. Bu değişimi yakalayabilen ve gençleri hedef edinen şirketlerde o oranda büyüyorlar.
Kısaca söylemek gerekirse, genç pazarı kazanan şirketler geleceklerini de garanti altına almış olmaktalar.
Son zamanlar Türkiye’nin içinde bulunduğu koşullardan dolayı yurt dışına “genç beyin göçü” konusunda ciddi oranda bir artış söz konusu. Lütfen gençlerimizi kazanalım ve ülkemizden kaçırmayalım. Unutmayalım ki geleceğimiz onların ellerinde.