HABERTÜRK

Frankfurt’tan haberler ve TRT


15 Kasım 2011

Yaklaşık 5 gündür Almanya’nın Frankfurt şehrindeyiz. Bu nedenle sizlerden birkaç gün uzak kalacağımı yazıişlerine bildirmiş, pazartesi akşamı döndükten sonra yazılarıma devam edeceğimi söylemiştim. Bazen yazı yazma zorunluluğu hissetmeden tatil yapmak son derece yerinde bir karar oluyor. Kafanız boşalıyor... Yeni ortamları, izlediğiniz olayları, haberleri çok daha taze olarak süzgeçten geçirme olanağına sahip olabiliyorsunuz.

Fakat her zaman olduğu gibi, bizim evdeki hesap çarşıya uymadığından Türkiye’ye hala dönemedik. Bu nedenle sizlere birkaç gün Frankfurt’tan yazacağım ki, sevgili yazıişleri müdürümüz Hasan Çömlekçi yine “Almanya’da internet yok mu?” söylemlerine başlamasın.

Kaldığımız otelde Türk kanalı olarak sadece TRT Türk seyretme olanağımız var. Bu kanal tam gün boyunca ya hep aynı haberleri evirip çevirip veriyor ya da Türkiye ile ilgili belgesel izletiyor. Frankfurt haberlerine başlamadan önce öncelikle toprağa verdiğimiz Van’da hayatını kaybeden vatandaşlarımızın, meslektaş arkadaşlarımızın ailelerine sabır ve başsağlığı dilemek istiyorum.

Dünden beri TRT Türk haber spikerleri; “Almanya’da 2000 yılından beri 8 Türk’ü ve 1 Yunanlı’yı öldüren, 4 Kasım’da da oturdukları karavanı yakarak intihar eden aşırı sağcı 2 Alman’ın evinde, bu kişilerin cinayetleriyle övündüğü 4 adet DVD bulundu“ haberine değinerek, Türk basının bu konuya ilgisizliğinden yakınıyorlar. Alman basının günlerden beri manşetten verdiği olay, bizde her nedense üstü kapalı geçmekteymiş. Basının bu konuya daha fazla önem vermesi gerektiğini gün içinde defalarca vurguladıklarından ben de bugün bu konuya dikkat çekmek istiyorum.

Birkaç gündür okuduğum “Bild am Sonntag” ve “Welt am Sonntag” gazeteleri, önce karavanı yakan ve başlarına kurşun sıkarak karavanın içinde intihar eden Uwe Böhnhardt ve Uwe Mundlos ile polise teslim olan aşırı sağcı kadın Beate Z’nin, söz konusu DVD’lerde çizgi film kahramanı “Pembe Panter”i kullanarak, Almanya’da Türklerin öldürüldüğü yerleri gösterdiğini ve cinayetlerle övündüğünü yazıyor. Haber yorumlarında TRT Türk spikeri özellikle cinayetlerin arkasında Almanya’daki derin devlet ilişkilerinin olabileceği söylemlerine dikkat edilmesi gerektiğini dip not düşmekte... Bu arada kaldığımız otelde Türklerin Almanya’ya göçlerinin 50’nci yıl kutlamaları nedeniyle organize edilmiş olan film festivalinin konukları da kalmakta. Ahu Türkpençe, İlyas Salman, Çolpan İlhan sık sık lobide gördüğüm sanatçılarımız arasındalar...

Son olarak bugün sizlere dedikodu mahiyetinde birkaç dip not düşeyim; Otel personeli İlyas Salman’nın günlerdir içip içip lobide sızmasından yaka silkmiş durumda. Ahu Türkpençe o kadar naturel ve güzel ki, benden bir kez daha tam not aldı. Çolpan İlhan ise çok çökmüş ve güçlükle yürüyor. Tesadüf o ki kendisiyle aynı uçakta gelmiştik. Otelde de denk gelince yakından inceleme fırsatım oldu. Yarın başka Frankfurt gözlem ve haberleriyle buluşmak üzere...