HABERTÜRK

Fethiyespor Kulübü’ne destek olalım


11 Aralık 2013

Fethiyesporlu futbolcular ne yapmış, sahaya bu ülkenin kurtarıcısı, Cumhuriyet’in kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e bağlılıklarını gösteren bir yazıyla çıkmışlar. Bu ülkede “Yüce Atatürk” söyleminde bulunmak, göstermek, yazmak suç teşkil etmeye mi başladı?

Benzer uygulama hatırlarsanız bir araç sürücüsüne trafik polislerince uygulanmıştı.

Arabasının ön kaportasına Atatürk resmi yapıştırmış diye sürücüye ceza kesmeye kalktılar.

Şimdi de Futbol Federasyonu hiç işi kalmamış gibi Fethiyespor’un “Yüce Atatürk” yazısına kafayı takmış. Eğer ceza verecek olurlarsa inanın çok komik duruma düşerler.

Ülkenin kurucusu Atatürk’ü yad etmekten doğal ne olabilir? Hele bu devirde...

Fethiyespor Kulübü’ne, bu suç nedeniyle para cezası verildiği takdirde özellikle İzmir çapında bir bağış kampanyası düzenleyerek para toplamamızı teklif ediyorum. Paranın özellikle İzmirliler tarafından ödenmesi eminim hem gerekli yerlere gerekli mesajları iletecek, hem de Atatürk’ü memnun edecektir. (Futbol ile en ufak bir yakınlığı, ilgisi olmayan bana bile bu satırları yazdırdılar ya...)

BALBAY VE AİLESİNE          

YENİ YIL SÜRPRİZİ

Anayasa Mahkemesi’nin, CHP milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal hakkında “Uzun süre tutuklu kalmasıyla milletin temsil yetkisinin ölçüsüzce ihlal edildiği” yönünde aldığı kararın ardından mutlu son geldi. Haberal’ın ardından Balbay da tahliye edildi.

İzmir adına, insanlık adına, hak ve hukuk adına, Balbay ve ailesi adına inanılmaz sevinçliyim.

Başbakan Erdoğan hatırlarsanız muhalefet partileri için “Milletvekili olamayacak hapisteki insanları bile bile aday gösterdiler” demişti.

Balbay ve Haberal’ın durumu göz önüne alınırsa demek ki hapiste olmalarına rağmen milletvekili adayı gösterilmeleri işe yaramış.

EN GÜZEL PAZAR YAZISI

Pazar günü evde yayılmış bütün gazeteleri didik didik okurken Gülse Birsel’in Hürriyet gazetesindeki “Devlet vatandaşını bira karşılığı çalıştırır mı?” başlıklı yazısını okuduğunda keyfim yerine geldi.

Gülse Birsel yazısında şu soruyu da soruyor: “Başörtülü, Müslüman bir siyasetçi, alkoliklerin bira karşılığı parkları temizlemesinin ateşli bir savunucusu olabilir mi?”

40 yaşında Amsterdam’da yaşayan Faslı bir kadın belediye başkanının hikayesi.

İnanılmaz güzel ve keyifli bir yazı. Okumayan herkese tavsiye ediyorum.

Gülse’yi ise böylesine güzel bir konuya değindiğinden dolayı da tebrik ediyorum.