Dünyanın en büyük şirketlerinden birinin başında olan Alman bir Profesör ile ailece de görüştüğümüzden sık sık Avrupa’da ki gelişmeler, olaylar ya da Türkiye hakkında tartışırız.
Yaklaşık beş yıl önce ilk kez Türkiye’ye geldiklerinde Başbakan Erdoğan ve gelişmekte olan Türkiye ekonomisi üzerine o kadar övücü konuşmalar yapmışlardı ki ben bile “acaba aynı Türkiye’den mi bahsediyoruz“ şeklinde ikileme düşmüş şaşkınlığa uğramıştım.
180 DERECE DEĞİŞTİ
O gün bugündür bizim Profesör Alman basınında çıkan Türkiye hakkında ki haberleri hiç sektirmeden bana gönderir.
İlk başlarda Türkiye’den ve iktidar partisinin izlediği politikalardan övgüyle bahseden dünyaca ünlü firmanın bu Alman yöneticisi özellikle son bir yıldır 180 derece değişti.
Şunu özellikle belirtmek istiyorum, bütün dünya ülkeleri gibi Almanlar da Türkiye’de gelişen her operasyon her olay hakkında neredeyse bizlerden fazla bilgiye sahipler.
Ve öyle sorular soruyorlar ki...
Benim anlamakta güçlük çektiğim olayları insan haklarına değerlerine saygılı bir AB ülkesi vatandaşına izah etmeye çalışmak inanın mümkün olmuyor.
Yaşadığımız olayların dışarıya yansımasına bakar mısınız;
Türkiye’nin güçlenmesini istemeyen dış mihraklar, devlette paralel yapılanmalar, hükümeti devirmeye teşebbüs, faiz lobisi...
İDDİALARI AÇIKLIYOR
Türlü sebeplerle rüşvet ve yolsuzluk iddialarını açıklamaya çalışan iktidar.
Ne yazık ki ayakkabı kutularının içine saklanmış milyon dolarlar.
Evlerden çıkan çelik kasaları ve para sayma makinalarını, milyonlarca lirayı komplo iddialarıyla izah etmeye çalışan bir Türkiye.
Ne yazık ki görevden almalar, savcı atamaları ve son olarak da TBMM’ye sunulan evlere şenlik HSYK’nın yapısını değiştiren teklif de bütün olayların üzerine tuz biber serpmiş oldu.
KALMADI MI
Bu giriş gelişme ve sonuç olaylarından sonra bizim Alman Profesör günlerdir bana şu soruyu soruyor;
“Bırakın hukuk işlesin kim suçluysa hak ettiği cezayı alsın, diyebilen kalmadı mı Türkiye’de ?”
(Ben soruya cevap ararken dünyaca ünlü bu Alman firması 2014 yılı içinde Türkiye’ye yapmayı planladıkları bütün yatırımlarını durdurmayı ihmal etmediler. Hatta o kadar ki her bahar ailece Türkiye’de yaptıkları tatillerini bile iptal ettiler.)
Ben şimdi ne cevap vereyim..?