İzmirli kadınların hali başka oluyor...
4+4+4’e neden karşı olduğumu ben de defalarca buradan sizlere duyurmuştum. İzmirli annelerin 4+4+4’e karşın gerçekleştirdikleri emzikli protestoları tam da ne demek isteğimi anlatır nitelikteydi.
Lise yaşına gelmiş olan gençler dahi meslek tercihi konusunda bilinçsizlerken dördüncü sınıf talebesi 10 yaşında bir çocuk nasıl geleceği hakkında karar verebilir ki?
9-11 yaş çocuğunun gelişimini uzmanlar bakın nasıl anlatıyorlar:
ZİHİN GELİŞİMİ
Bu dönemde sayı, uzay, zaman, ağırlık, boyut, hacim kavramları iyice yerleşmeye başlar.
Deyimleri anlamakta güçlük çekenler olabilir.
Mantıklı ve soyut düşünme yeteneğinde kuvvetli bir ilerleme olmuştur.
Çocuklar birkaç hafta ilerisi için plan yapabilirler.
Kendi kendilerine öğrenme ve çalışma yapabilirler.
Matematiği kavrama özellikleri gelişmiştir.
Kendilerini eleştirebilirler.
Uzmanların yukarıdaki görüşlerini dikkate alacak olursak sadece birkaç hafta ilerisi için plan yapabilen bir çocuk sizce geleceğini planlayabilir mi?
Yine uzmanlara göre kazandırılması gereken davranışlardan bazıları;
Öğrencilerin kendilerini tanıması (genel ve özel yetenek, ilgi ve ihtiyaç)
Geleceğini planlama
Davranışları hakkında özeleştiri yapabilme
Verimli ders çalışma
Başkaları ile iyi ilişkiler kurma
His ve heyecanlarını olgunlaştırma
Mutlu aile ilişkileri geliştirme
Boş zamanlarını değerlendirme
Toplam problemlerini genel hatlarıyla bilme
Ders dinleme
Sorumluluğunu yerine getirme
Ödevlerini eksiksiz hazırlama
Otonomi (Kendi kendini yönetme)
Bu yaşlarda olup da henüz yukarıda sayılan davranışları edinmemiş olan çocuklar karşısında yine aynı soru ile baş başa kalıyoruz.
Bu çocuk 4. sınıftan sonra henüz 10 yaşında iken hangi mesleğe yöneleceğini kendi kendine, özgür iradesiyle belirleyip din, spor, fen olarak üç ana bölüme ayrılacak olan ikinci 4 sene için karar verebilir mi?
Varsayalım çocuk kolayına geldiği için spor bölümünü seçti ve son sınıfa geldiğinde yani 14 yaşında iken aklı başına gelip pişman oldu.
Eeee.... Şimdi ne olacak?
Ya da ailesi din bölümünü seçmesi yönünde baskı yaptı ve çocuk bir süre sonra pişman oldu...
‘Dönülmez akşamın ufkundayım’ mı?
Yoksa “Geçti Bor’un pazarı, süreyim eşeğimi Niğde’ye” mi der?
Peki, bu kadar kolay mıdır çocukların geleceğini tayin etmek, insanların gelecekleri ile oynamak?