HABERTÜRK

Eksik etek


22 Şubat 2011

Neden uğraşırlar kadınların saçıyla, başıyla, eteğiyle, dekoltesiyle? Yok başını bağlamış bağlamamış, eteği uzunmuş kısaymış, saçı uzun aklı kısaymış...

Sanki dünyanın bütün sorunları bitmiş; bir tek kadınlar ‘sorunlar yumağı’ olarak kalakalmış.

Tire Asım Aras Sağlık Meslek Lisesi’ndeki kız öğrencilerin, ‘Kız çocukları park ve bahçelerde kısa etekleriyle uygunsuz durumlar yaratabiliyor’, ‘Kız çocukları giydikleri etekler nedeniyle büyüme çağında olan erkek çocukların ilgisini çekebiliyor’, ‘Çevreden baskı var’ gibi gerekçelerle etek giymeleri yasaklandı” haberini okuduğumda birden geçmişe döndüm.

Yıl 1985...

İzmir Bornova Anadolu Lisesi, lise son sınıfı öğrencisiydim. Büyük bir şanssızlık eseri o yıl okul müdürümüz emekli olmuş, yerine ikinci öğrenim yılında yeni bir müdür atanmıştı. Benim dönemimden olan arkadaşlarım mutlaka hatırlayacaklardır, yeni gelen müdürün ilk icraatı kılık kıyafetlerimize yönelik olmuştu.

Yeni müdürümüzün adı Uğur Teke idi. Kendisi İmam Hatip Lisesi’nden bizim okula atanmıştı. Sayesinde lacivert okul eteklerimizin altına giydiğimiz beyaz çoraplarımız bir anda okulun en büyük problemi olmuştu. Bazen -şıklık olsun diye- ince, beyaz, naylon, pantolon çorapları giyerdik.

İlk olarak ‘bacak hatlarını ortaya çıkarıyor’ gerekçesi ile ince, beyaz, naylon çorap giymemiz yasaklandı. Spor ya da pamuklu çoraptan asla vazgeçmeyecektik.

Bir de dizimizin altından biraz daha uzun olan etekleri bazı arkadaşlarımız bellerinden yukarı doğru kıvırırlar, eteklerini diz hizasına getirirlerdi. ‘Bir daha aklınızdan bile geçirmeyin’ dendi.

Yeni müdürün İzmir Bornova Anadolu Lisesi gibi bir okula adapte olması tabi ki mümkün olmadı. Akıl sağlığını koruyabilmek adına bir yılın sonunda başka okula tayin edildi.

Zaten o yıllardan sonra İzmir Bornova Anadolu Lisesi de bir daha eskisi gibi olmadı. Bizler iki sınavla okula girmeyi başarmış, zehir gibi çocuklardık. Bugün olduğu gibi, her köşe başında bir Anadolu Lisesi yoktu. Sadece bir taneydik. Kazanmak da mezun olmak da oldukça zordu.

Anıları bırakıp günümüze, Tire’deki şu anlamsız olaya dönecek olursak... Ne denir ki...?

Allah akıl fikir versin.