Hani hep bahsedilen ama dile getirilmeyen, ismi konmayan “bazı güçler” olarak bahsedilen ardından “işte Amerika canım” diyerek es geçilen Amerika aslında kimdir?
Bunlar Amerika’da yaşayan bazı aileler... Rockefeller, Kissenger gibi... Ve hemen hepsi Yahudi olan aileler.
Dünya nüfusunun azaltılmasından tutun, yiyeceklerin, ilaç sektörünün, petrolün aklınıza gelecek insanoğlu ile ilgili her sektörün başında bunlar var.
Örneğin, dünya nüfusunun azaltılması ve yiyeceğin kontrolü uzun yıllar önce Kissenger’ın ana dış politika stratejisi haline gelmiş.
Nasıl mı?
ALTIN PİRİNÇ YALANI
Rockefeller Vakfı sanayileşmiş dünyada ki 46 bilim laboratuvarına kaynak sağladığından 1987 yılından itibaren pirinç geni projesi için 5 milyon dolardan fazla para harcamışlar. (Kaynak: Ölüm İmparatorluğu Yazan: Ali Kuzu)
Rockefeller’in bu cömertliğinden nasibini alanlar arasında Zürih’teki İsviçre Federal Teknoloji Enstitüsü ve Almanya’daki Freiburg Üniversitesi’ndeki Uygulamalı Biyolojik Bilimler Merkezi de bulunmakta idi. Vakfın propagandacıları, A vitamini eksikliğinin, gelişmekte olan ülkelerdeki yeni doğan bebeklerde körlüğün ve ölümlerin önemli bir nedeni olduğunu iddia ederler. Ardından da BM istatistikleri, dünya çapında 100 ila 140 milyon çocukta, bir şekilde A vitamini eksikliği bulunduğunu ve bunların arasında 250.000 ila 500.000’inin kör olduğu gösterir.
Ve bu hikaye genleri değiştirilmiş olan bitkilerin ve tahılların kabul edilmelerini teşvik etmek amacı ile kullanılan duygusal ve en önemli insani hikaye idi.
Ve sırf bu amaç için üretildiği öne sürülen “Altın Pirinç” genetik mühendisliğin verdiği sözün simgesi ve sözde kanıtı olarak piyasaya sürülür.
Ve böylece insanlar her gün yedikleri pirincin aynısını “Altın Pirinç” adı altında yiyerek aynı zamanda körlüğü ve diğer A vitamini eksikliği belirtilerini de önlediklerini zannettiler. Tabi bu arada buğday ve pirinç üretiminde artış sağlanmış oldu, tıpkı Rockefeller ailesinin istediği gibi...
Sizlere hemen hemen her sektör adına bu gibi örnekleri verebilirim. Zaman zaman da yazmaya devam edeceğim. Örneğin ilaç sektörünün altında yatan yalanlar ve uydurma hastalıklar hakkında.
Anlayacağınız dünya çapında nüfus artışından tutun, ABD’nin güvenliği, menfaatleri ve hatta yönetim şekli, yöneticileri tamamen bu ailelerin ellerindedir. Dolayısı ile bizim iplerimizin kimlerin elinde olduğunu anlamanız lazım.
FETÖ’ye gelince. Tabi ki onun ipleri de işte bu adı anılmayan güçlerin ellerinde. Hepimiz, kukla misali, yazılan senaryoları sahne almış oynamaktayız.