HABERTÜRK

Dünya devletinden gelişmekte olmaya uzanan yol


06 Ocak 2010

Son zamanlarda kendimi tarih kitaplarına verdim diyebilirim. Olaya öce oğlumu inkılap tarihi çalıştırmakla başlamıştım ki bir de ne göreyim; zamanında sular seller gibi bildiğim bilgiler çoktan uçup gitmiş. Hemen kendime bol miktarda hem Osmanlı tarihini, hem de İnkılap tarihimizi anlatan kitaplar edindim. Osmanlı tarihi ile ilgili okuduğum kitabın başında yer alan şu paragrafı sizlerle
paylaşmak istiyorum: "Osmanlı imparatorluğu, bir sınır beyliğinden İslam dünyasının en güçlü devleti haline gelmiş, uluslararası sermaye birikimini İslam dünyasının elinde tutma çabası göstermiş, fakat uzun bir mücadelenin sonunda rekabeti kaybetmiş bir dünya devletidir. Dolayısıyla, bir heyet tarafından hazırlanan Dünya Tarihi gibi kapsamlı bir çalışmada hak ettiği yeri almıştır."

NEREDEN NEREYE

Şimdi de son sayısı bu hafta çıkmış bir dergide ki yazıdan alıntı vermek istiyorum: "Havana'da bulunan Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Margaret Chan, DSÖ'nün, Küba'nın da arasında bulunduğu gelişmekte olan 100'den fazla ülkeye aşı dağıtımına gelecek ay başlayacağını belirtti. Chan, yoksul ülkelere gönderilecek aşıların ilaç şirketleri ve gelişmiş ülkelerce karşılanacağını belirtti." (Bu paragrafta yer alan gelişmekteki ve yoksul ülkeler grubuna Türkiye Cumhuriyeti de giriyor.) İki yazı arasındaki farkı fark ettiğimde içime nasıl bir sıkıntı düştü anlatamam. Dünyanın en güçlü devleti iken kalksınlar bizden şimdi de gelişmekte, yoksul ülke olarak bahsetsinler.

PEKİ ŞİMDİ AMAÇ NE?

Nasıl anlatayım; Kanıma dokundu! Böylesine ağır bir bedeli ödemek için Osmanlı ne gibi hatalar zinciri yaşadı? Bu kadar toprak nasıl kayboldu? Neyse olan olmuş. Allah'a çok şükür Atatürk gibi bir insan Türk milletinin şansı olmuş da şu an yaşadığımız toprakların sınırları belirlenmiş.
Peki ya şimdi ne yapılmak isteniyor? Osmanlı günlerine özlem duyanlar, Atatürk düşmanlığı içinde yaşamlarını sürdürmekteler. Daha da önemlisi neredeyse her ortamdan Atatürk'ü kaldırma çabaları. 'Türk'üm 'demekten kaçınmalar, ısrarla Türkiyeliyim demeler.. Hem Ortadoğu'ya hem de Batı'ya mavi boncuk dağıtmalar. Ortadoğu'daki en büyük en ılımlı İslam ülkesi olma çabaları.. Son halife rolüne soyunmalar.. Okuyup tarihimizi hatırladıkça kendimce bazı sonuçlara varıyor ardından da yorumluyorum. Sonra da sizler için ürkerek de olsa bu satırları yazıyorum.