HABERTÜRK

Düğün ve cenaze


29 Ekim 2009


Bugün yazımı okuyan ve beni tanıyan İzmirliler taraf olmakla suçlayabilirler. Fakat, sayın Hüsamettin Cindo-ruk'a, Türkiye'nin abisi sayın İsmet Sezgin'e ve de 9. Cumhurbaşkanımız sayın Süleyman Demirel'e olan yakınlığımı, saygımı hiçbir zaman inkar etmedim, etmem de.
Siyaset arenasında bir bayan olarak siyasetin dikenli yollarında ilerlerken, hele hele İzmir gibi zorlu bir şehirde, siyaset hakkında ne öğrendiysem kendilerinden öğrendiğimi her fırsatta söylerim. Siyasetin etik bazı kuralları vardır. Bu kuralları uygulamak veya uygulamamak kişinin şahsıyla alakalıdır. Siyaset etiğini en ince detayına kadar öğrenmiş olduğum bu siyaset duayenleri, Türk siyaset tarihinde önemli taşları yerlerine oturtmuş şahsiyetlerdir.

HATA YOK MU, ELBET VAR

Sayın İsmet Sezgin'in beni hep güldüren ve hakkımda söylediği "Ayşem kızımızı ordunun içine koy, savaşa gönder, aynen geri gelir. Komando eğitimi aldı" sözleri her zaman yol haritam olmuştur.
Allah, bu üç önemli siyaset insanına uzun ömürler versin. Hataları olmamış mıdır? Mutlaka olmuştur. Hatasız kul olmaz. Fakat 31 Ekim'de yapacakları nikah, atacakları imza, varsa hataları Türkiye üzerinde, hepsini unutturacak niteliktedir. Özellikle sayın Hüsamettin Cindoruk, eğer siyasette jübile var ise bu son hamlesi ile yapmış, Türk siyaset tarihindeki son rolünü oynamış olacaktır.
Tabi bu arada eski ANAP Genel Başkanı, bağımsız milletvekili Mesut Yılmaz'ı, genç lider ANAP Genel Başkanı Salih Uzun'u da unutmamak gerek. Her iki lider bu nikahta ki beraberliğin sağlanmasında önemli roller üstlenmişlerdir.
Genç lider Anavatan Partisi Genel Başkanı Salih Uzun, tecrübeli lider DP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk bir araya gelerek uyum içinde bir ilki, zoru başardılar. Birçok gelmiş geçmiş liderin yarım bıraktığını tamamladılar.
Merkezde bütünleşmeyi sağlamak için "Türkiye Birleşiyor" sloganı ile 31 Ekim Cumartesi günü Ankara Atatürk Kapalı Spor Salonu'nda düğün yapıyorlar. Kız evi naz evi... Anavatanlılar nazlanmadılar mı...?
Of, hem de nasıl...

HERKES DAVETLİDİR

"Ama fazla naz aşık usandırır" sözünü unutmadılar. Türkiye'nin içinde bulunduğu siyasi gerginliği göz önüne alarak, siyasi boşluğu görerek, sağ duyulu davrandılar ve savaş baltalarını çıkarmamak üzere toprağa gömdüler.
Bir düğün, bir cenaze... 31 Ekim'deki düğün, kiminin sevinci kiminin üzüntüsü olacak...
Bütün, Türk halkı bu düğüne davetli. Eeee... Hayır mı şer mi gelecek bu birleşmeden? Bunu şimdiden bilemeyiz ama bildiğim bir şey var ki; Ateşteyiz ateşte!