Son yıllarda şiddetleri ve sayıları gittikçe artan doğa olayları korku filmlerini aratmaz oldu. Adrenalin salgımızı artırarak heyecanlı dakikalar geçirmek adına abartılı, inanılması güç doğa olaylarını içeren sinema filmlerini izlerken günümüzde yaşanan doğa olaylarına şahit olmaya başladık.
İki gün once Pasifik Okyanusu’nda, Endonezya’nın Açe eyaletinin açıklarında 8.6 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Hatırlarsanız 2004 yılında yine Endonezya’da 250 bin cana mal olan deprem ve tsunami yaşanmıştı. Ülkemizde ise geçtiğimiz yıl yaşanan Van depremi ve son yıllarda bütün dünyada yaşanan daha nice doğal afetler...
Bizlere hep, masal misali, uzaydan gelerek dünyamıza çarpacak bir göktaşının her şeyi mahvedeceği anlatılmış, bilimsel araştırmalar, çekilen filmler, yazılan romanlar öncelikle büyük çarpışmanın mahvedici yönlerini sergilemişlerdi.
Gördüğünüz gibi o filmlere artık hiç gerek kalmadı. Doğa olayları esnasında çekilen kamera görüntüleri bugüne kadar izlediğimiz filmleri aratmayacak nitelikteler. Hatta o kadar canlılar ki ...
Bir de dünya üzerinde bilmediğimiz, nedenleri hala açıklanamayan filmlerde bile işlenemeyen doğa olayları var. Oldukça da ürkütücüler.
Örneğin; 2001 yılında, 25 Temmuz’dan, 23 Eylül’e kadar Hindistan’ın Kerala bölgesine yağan her yağmur kızıl renkte yağdı. Bölge halkının geleneksel olarak giydiği beyaz renkteki elbiseler ise yağmurla, kan kırmızısına yakın bir kırmızıya dönüştü. Hindistan Hükümeti olaya el koyarak ‘kızıl yağmurun’ nedeni araştırıldı. Tahminlere göre Hint Okyanusu’nda oluşan mikroskopik kızıl yosunlar buna neden olmuş.
Kahire yakınlarındaki piramitlerin güvenlik kameraları, 14 Aralık 2006’da saat 16.47’ten itibaren garip bir olayı kaydetmişler. Güneşin rengi, yaklaşık 15 dakika boyunca maviye dönmüş. Mısırda yaşanan bu görüntüler sonradan bir grup fizikçi tarafından incelenmiş ve “Güvenlik kamerası tarafından kaydedilen ve ilk kez belgelenmiş olan ‘mavi güneş olayı’, bugüne kadar sadece 5 kez yaşanmıştır. En son ‘mavi güneş olayı’ 1950’de İskoçya’nın Edinburg kentinde meydana geldi.” şeklinde açıklama yapmışlar. Fizikçiler bu durumu bugün halen daha araştırmaya devam etmektelermiş.
Anlayacağınız bizler yaşadığımız dünyanın misafirleriyiz. Ölümsüzlüğü keşfetmeye çalışırken, dünya üzerinde yaşanan doğa olayları ile baş etmek ise hala insanoğlunu aşmakta.. Bütün bu gerçekleri göz önüne alacak olursak ,diyeceğim o ki; Don’t worry be happy!