HABERTÜRK

Dikkatlerden kaçanlar...


18 Mart 2011

Türkiye gündemi o kadar değişken ki, önemli birçok konu ya gözden kaçıyor ya da haber değeri yokmuş gibi basında kıyıda köşede yer alıyor.

İşte beni rahatsız eden birkaç tanesi;

Atatürk’ün Kara Harp Okulu’na girişinin yıl dönümü için düzenlenen törende bu yıl ilk kez Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi eksik okunmuş.

Törende öğrencilerin okumadığı sözler;

...İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici bedhahların olacaktır...

...Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi işgal edilmiş olabilir...

..,Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta, bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler.”

Bu bölümlerin okunmamasının nedenini kimse merak etmiyor mu?


Üniversitelilere oy engeli
Bu sene gerçekleşecek olan seçimlerin tarihi olarak belirlenen 12 Haziran’da okulların açık olması iki milyondan fazla üniversitelinin oy kullanmasının önünde ciddi bir engel oluşturuyor. Çözüm olarak alınan karara rağmen yurtlarda kalan öğrencilerin nüfus kayıtlarını bulundukları yere aldırma girişimleri sonuçsuz kalacak gibi. Çünkü eğitim gördükleri şehirlerde oy kullanabilmeleri için adres kayıtlarını 31 Mart’a kadar yaptırmaları gerekmekte. Bu işlem de bir dizi prosedürden geçiyor. Adres kaydı yaptırmayan öğrenciler seçimlerde memleketlerinde oy kullanmak durumunda kalacak.

Tabi prosedürleri tamamlayacak zamanları olur ve gitme olanağı bulabilirlerse...

Neden hiç kimse konunun üzerine gitmedi? Düzenleme zamanında yapılsaydı üniversite öğrencileri öğrenim gördükleri üniversitelerde oy kullanamazlar mıydı?

Çok mu geç kalındı?



Neden kocanın soyadı...?
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, evli kadınların sadece kendi soyadını kullanmasına izin vermeyen Türkiye’yi tazminata mahkum etmişti. Buna rağmen Anayasa Mahkemesi, Medeni Kanunu gerekçe göstererek kadınlara soyadı özgürlüğü vermedi. Yüksek yargı, kadınlara “Kendi soyadınla birlikte kocanın soyadını da kullan!” diyor.

Neden?

Kız çocuğu olarak doğduğunda ailesinin soyadını alan kadın neden Türkiye’de kocasının soyadını da kullanmaya mecbur ediliyor?