Çok tartışılan 4+4+4 eğitim sisteminin bir aylık İstanbul karnesi açıklanmış. Konu çocuklarımız ve eğitim olunca dikkat kesildiğimden raporu kelimesi kelimesine okudum.
Bitirdiğimde ise kullanmayı en son isteyeceğim kelimeyi kullanmak zorunda kaldım;
Dememiş miydim? Söylemedik mi...?
Uyarmadılar mı ?
Uzmanlar okullar açılmadan önce avaz avaz bağırmadılar mı?
Uzmanların, psikologların, eğitimcilerin düşüncelerini ben ve benim gibi birçok köşe yazarı haftalarca kaleme almadı mı?
4+4+4 sistemiyle ilgili Eğitim-Sen İstanbul Şubesi tarafından hazırlanan raporda özellikle 5.5 yaşında okula başlayan çocukların yaşadığı sıkıntılar ele alınmış.
Rapora göre, mevcutları 120’ye kadar çıkan sınıflarda öğrenciler üst üste eğitim görüyor, sabah erken okula giden çocuklar ise sıralarda uyuyorlarmış.
Hükümet dayattı...
Başbakan dayattı...
Olacak dediler ...!
“Bu 66 ay meselesinde gidip rapor alanları ben evlatlarına ihanetle vasıflandırıyorum” dediler.
Ne oldu?
Olmadı işte...!
72 aylıktan küçük çocukların okul ortamına uyum sağlamakta zorlandığının kaydedildiği raporda ayrıca; “Okula bebek mamasıyla gelen, sınıf arkadaşına ‘abi’ diye seslenen, tuvalet alışkanlıklarındaki aksaklık nedeniyle sorun yaşayan, yoğun tempo ve ders saatleri nedeniyle sınıflarda uyuyakalan pek çok çocuğumuzda bu tarz problemlerin bir akademik başarısızlık ve psikolojik tahribata yol açması en büyük endişemizdir” notu düşülmüş.
Kim demiş? Eğitim-Sen demiş.
Peki diğer şehirlerde durum farklı mı? Nasıl farklı olsunlar ki... 66 aylık çocuk değil ülkenin dünyanın her yerinde aynıdır.
Ve önceki yazılarımda Avrupa’daki ülkelerin okula başlama yaşları konusunda sizleri bilgilendirmiştim. Ne yazık ki hiçbirinde 66 aylık çocuklar okula başlamıyor.
FİNDUK...
Nedeni çok da önemli değil. Belki de gülmeye ihtiyacım vardı. Haberi okuduğumda o kadar çok katıla katıla güldüm ki... Bugün siz de biraz olsun gülümseyin istedim. Gaziantep polisi kente giriş yapan şüpheli bir otobilde arama yaparken araçta; fındık çuvalı, ruhsatsız tabanca, şarjör ve fişek ele geçirmiş. Arama esnasında dedektörün sinyal vermesi üzerine fındık sahibi ile polisler arasında şu diyalog yaşanmış; “Memur Bey, findukta demir vardır, onun için öteyur.”