HABERTÜRK

Cumhurbaşkanı Erdoğan' dan BM Zirvesi' nde Kritik Açıklamalar


25 Eylül 2018

     ABD'nin New York kentinde yapılan Birleşmiş Milletler 73. Genel Kurulu'nda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir konuşma yaptı. Dünyanın gözlerini çevirdiği zirvede sert mesajlar veren Erdoğan, BM'nin kendisini reforma açması gerektiğini söyledi. Erdoğan, AB'ye mülteciler konusunda tepki gösterdi,  Türkiye'ye destek verilmesini istedi. Erdoğan FETÖ elebaşının ABD'den terör saçtığını vurguladı.      

  eae0c8e1-48bd-46d6-a899-71b4ec67079e.jpeg 

    Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:                                                                                               Bu yılki Genel Kurulumuzun tüm dünya halkları için hayırlı olmasını diliyorum. Bu toplantıyı 1. Dünya Savaşı'nın bitmesinin 100. yılında gerçekleştiriyoruz. BM, 73 yılda hiç de küçümsenemeyecek çalışmalar yürütmüştür. Ancak BM'nin zaman içinde insanlığın beklentilerini karşılamaktan uzaklaştırmıştı.  

    Geçmişte Ruanda'da, Somali'de hala Filistin'de yapılan katliamlar BMGK izlerken gerçekleştirmiştir. Tüm dünya arkasını dönse bile Türkiye olarak biz mazlum Filistnililerin yanında durmaya devam edeceğiz. Böyle önemli bir yapının adı sürekli başarısızlıklarla anılan bir kurum haline gelmesine bizim gönlümüz rıza göstermiyor. Bu nedenle BM'nin yapısında kapsamlı bir reforma gidilmesi gerektiğini söylüyoruz. Dünya 5'ten büyüktür diyoruz. Dünya 2. Dünya Savaşı sonrasındaki gibi değil. Ne için 194 ülkenin tamamı daimi üye olma konumuna gelmesin. Sadece 5 üye ve diğerleri geçici ve onların da orada hiçbir inisiyatifi yok. 

    Bugün dünyanın en zengin 62 kişisinin mal varlığı, toplam nüfusun yarısına denk ise burada bir sorun var demektir. Dünyada 821 milyon insan her gece aç bir şekilde uykuya dalarken, 621 milyon kişiye obezlik teşhisi konuyorsa burada bir sorun var demektir. 68 milyon kişi yerlerinden ediliyorsa burada bir sorun var demektir. Hz. Mevlana adaleti bir şeyi yerli yerine koymak olarak tanımlıyor. Gelin bu dünyada her şeyi yerli yerine koymak için BM'yi adaletin sözcüsü haline getirelim. Gelin gelecek nesillere umut aşılayacak bir küresel yönetim şekli kuralım. Yine Hz. Mevlana'ya göre, zalim üzerine düşen görevleri yerine getirmeyen kişidir. 

    Değerli delegeler, hala uyguladığı küresel insani diplomasiyle adil bir dünya için elinden geleni gösteriyor. 4 milyon mülteciyi misafir ediyoruz. Sadece Suriyeli sığınmacılar için harcadığımız tutar 32 milyar doları bulmuştur. Ayrıca Suriye'de kontrol altına aldığımız bölgelerde her türlü insani yardımı yapıyoruz. Vatandaşlarımıza verdiğimiz ilaçlar dahil, tüm sağlık hizmetlerinden sığınmacılar faydalanabiliyor. Buna karşılık dışardan aldığımız destek, uluslararası kuruluşlardan 600 milyon dolar, AB'den ise 1.7 milyar euro düzeyindedir. AB'nin 3+3 milyar euro destek vaadi yeteri kadar etkin şekilde kullanılmamaktadır. Halbuki biz sığınmacılara verdiğimiz desteği her gün devam ediyoruz. Dünyanın mülteci akınına uğramamasını sağlayan Türkiye'ye daha etkin ve daha esnek yardım bekliyoruz. Bugün itibariyle Türkiye, toplam kalkınma yardımlarında 6. sırada, insani yardımlarda ilk sırada bulunmaktadır.

    Değerli delegeler, dünyamızın barışçıl, eşitlikçi toplumlar için sorumluluğa daha fazla ihtiyacı var. Halen dönem başkanlığını yürüttüğümüz İİT bünyesinde çok ciddi adımlar attık. Açlıkla boğuşan Somali için kalkınma programı uyguluyoruz. Körfez krizinin çözümü için samimi çaba sarf ettik. Irak'ta tüm tarafları teşvik ediyoruz. Irkçılık, yabancı düşmanlığı, İslam karşıtlığı gibi konularda gayret gösteriyoruz. Suriye'deki gelişmeler karşısında da aktif tutum içerisindeyiz. Gerek Cenevre ve Astana süreçlerine verdiğimiz destekle, gerekse sahadaki varlığımızla Suriye'de huzur oluşturmaya çalışıyoruz.

    Son olarak Rusya ile birlikte imzaladığımız, Soçi mutabakatıyla rejimin İdlib'e yönelik kanlı saldırılarının önüne geçtik. Daha önce yaşanan katliamların İdlib'de yaşanmasını engelleyerek Suriye'de siyasi çözüm yolunu açık tuttuk. Hedefimiz Suriye topraklarının tamamını teröristlerden temizlemektir. Terör örgütlerine karşı ilkeli bir yaklaşım geliştirilmesini istiyoruz. Terör örgütlerini silahlarla donatanlar, gelecekte bunun acısını mutlaka çekeceklerdir.

    Gelin Suriye, Irak, Yemen, Afganistan, Ukrayna, Libya gibi fiili, Balkanlar, Kafkasya, Doğu Akdeniz gibi potansiyel sorun alanları için daha samimi çabalar ortaya koymalıyız. Terör örgütlerinin hepsi tüm güçlerini silahlı yöntemlerden almıyor. Ülkemizi 15 Temmuz gecesi darbe gecesi vatandaşlarımızı öldüren FETÖ böyle bir örgüttür. Peki bunun başı neredeydi? Bunun başı Amerika'dan dünyanın 160 ülkesine terör ihraç etmektedir. Önce emniyet, yargı ve silahlı kuvvetlerimize sızdırdığı adamlarıyla darbe girişimi düzenlemiştir. Milletimizin desteğiyle son 5 yılda yürüttüğümüz mücadeleyle bu ülkeyi büyük ölçüde tasfiye ettik. Buna karşılık dost bildiğimiz birçok ülke, bunları bize vermemekte ısrar ediyorlar. Hala tehlikenin farkına varmamış olanlar, bunun bedelini ağır ödeyecekler. Bu örgütün ABD'nin 27 eyaletinde okullar aracılığıyla aldığı para 763 milyon dolardır. Kaynak buradan geliyor. Buradan tüm dünya ülkelerini FETÖ'ye karşı harekete geçmeye çağırıyorum. İsteyen her ülkeyle bu konudaki tecrübelerimizi paylaşmaya hazırız.

    Ticaret savaşları her dönemde insanlara zarar vermiştir. Ekonomik yaptırımların silah gibi kullanılması karşısında hiçbirimiz sessiz kalamayız. Dünya ticaret düzeninin tek taraflı bozulmasına karşı hep birlikte çalışmalıyız. Kaos çıkarmak kolay, düzeni sağlamak zordur. Bugün bazı ülkeler ısrarla kaos çıkarmaya çalışıyor. Umudun kaybolduğu dünya düzeni kadar büyük tehlike yoktur. Türkiye ticaretin de, insan dolaşımının da serbest olmasından yanadır. Biz sorunlarımızı yapıcı diyalogla çözmekten yanayız. Dünya Ticaret Örgütü, G-20, Avrupa Birliği gibi platformlarda etkin işbirliği içindeyiz. Hedef kazan-kazan.

    Ülkemize yönelik baskı ve ithamlar haksızlıktır. Bizimle aynı perspektifi paylaşan ülkelerle bu siyasi ve ekonomik kaostan dünyayı kurtarabileceğimize inanıyoruz. BM bünyesinde geleceğimiz olan gençlerle ilgili bir kurum kurulmasını ve merkezinin İstanbul olmasını teklif ediyoruz. İkinci olarak 2019 yılı dünya yaşlılık yılı olarak belirlenmişti. Üçüncü Dünya Yaşlılık Kurultayı İstanbul'da yapılacak. Sizleri bu kurultaya davet ediyoruzDeğerli delegeler, hala uyguladığı küresel insani diplomasiyle adil bir dünya için elinden geleni gösteriyor. 4 milyon mülteciyi misafir ediyoruz. Sadece Suriyeli sığınmacılar için harcadığımız tutar 32 milyar doları bulmuştur. Ayrıca Suriye'de kontrol altına aldığımız bölgelerde her türlü insani yardımı yapıyoruz. Vatandaşlarımıza verdiğimiz ilaçlar dahil, tüm sağlık hizmetlerinden sığınmacılar faydalanabiliyor. Buna karşılık dışardan aldığımız destek, uluslararası kuruluşlardan 600 milyon dolar, AB'den ise 1.7 milyar euro düzeyindedir. AB'nin 3+3 milyar euro destek vaadi yeteri kadar etkin şekilde kullanılmamaktadır. Halbuki biz sığınmacılara verdiğimiz desteği her gün devam ediyoruz. Dünyanın mülteci akınına uğramamasını sağlayan Türkiye'ye daha etkin ve daha esnek yardım bekliyoruz. Bugün itibariyle Türkiye, toplam kalkınma yardımlarında 6. sırada, insani yardımlarda ilk sırada bulunmaktadır.

    Değerli delegeler, dünyamızın barışçıl, eşitlikçi toplumlar için sorumluluğa daha fazla ihtiyacı var. Halen dönem başkanlığını yürüttüğümüz İİT bünyesinde çok ciddi adımlar attık. Açlıkla boğuşan Somali için kalkınma programı uyguluyoruz. Körfez krizinin çözümü için samimi çaba sarf ettik. Irak'ta tüm tarafları teşvik ediyoruz. Irkçılık, yabancı düşmanlığı, İslam karşıtlığı gibi konularda gayret gösteriyoruz. Suriye'deki gelişmeler karşısında da aktif tutum içerisindeyiz. Gerek Cenevre ve Astana süreçlerine verdiğimiz destekle, gerekse sahadaki varlığımızla Suriye'de huzur oluşturmaya çalışıyoruz.

    Son olarak Rusya ile birlikte imzaladığımız, Soçi mutabakatıyla rejimin İdlib'e yönelik kanlı saldırılarının önüne geçtik. Daha önce yaşanan katliamların İdlib'de yaşanmasını engelleyerek Suriye'de siyasi çözüm yolunu açık tuttuk. Hedefimiz Suriye topraklarının tamamını teröristlerden temizlemektir. Terör örgütlerine karşı ilkeli bir yaklaşım geliştirilmesini istiyoruz. Terör örgütlerini silahlarla donatanlar, gelecekte bunun acısını mutlaka çekeceklerdir.

    Gelin Suriye, Irak, Yemen, Afganistan, Ukrayna, Libya gibi fiili, Balkanlar, Kafkasya, Doğu Akdeniz gibi potansiyel sorun alanları için daha samimi çabalar ortaya koymalıyız. Terör örgütlerinin hepsi tüm güçlerini silahlı yöntemlerden almıyor. Ülkemizi 15 Temmuz gecesi darbe gecesi vatandaşlarımızı öldüren FETÖ böyle bir örgüttür. Peki bunun başı neredeydi? Bunun başı Amerika'dan dünyanın 160 ülkesine terör ihraç etmektedir. Önce emniyet, yargı ve silahlı kuvvetlerimize sızdırdığı adamlarıyla darbe girişimi düzenlemiştir. Milletimizin desteğiyle son 5 yılda yürüttüğümüz mücadeleyle bu ülkeyi büyük ölçüde tasfiye ettik. Buna karşılık dost bildiğimiz birçok ülke, bunları bize vermemekte ısrar ediyorlar. Hala tehlikenin farkına varmamış olanlar, bunun bedelini ağır ödeyecekler. Bu örgütün ABD'nin 27 eyaletinde okullar aracılığıyla aldığı para 763 milyon dolardır. Kaynak buradan geliyor. Buradan tüm dünya ülkelerini FETÖ'ye karşı harekete geçmeye çağırıyorum. İsteyen her ülkeyle bu konudaki tecrübelerimizi paylaşmaya hazırız.