HABERTÜRK

Çığlık nasıl atılır?


03 Mayıs 2014

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, son dönemlerde artan çocuk ölümlerine ilişkin, “Çocuklarımıza çığlık atmayı öğretmemiz gerekiyor” dedi ve yeni bir polemik başlattı.

Amaç çocukların istemedikleri bir durumla, istemedikleri bir teklifle ya da zorlamayla karşılaştıklarında etraftakileri haberdar edebilmeleri için çığlık atabilmelerini sağlamakmış.

Bundan daha saçma bir şey duymadım. Çocuğu kandıran yabancı veya tanıdık kişi (artık her kimse) zaten alıp en uzak en ücra yerlere götürerek kötü emellerine alet edecek sonra da orada katledecek. Çocuk bağırsa ne olur bağırmasa ne olur? Sanki duyan olacak...

Siz küçücük bir çocuğun o an neler hissedebileceğini düşünebiliyor musunuz? Korkudan, şoktan altına mı yapar, dili mi tutulur...

Allah hiç kimseyi hangi yaşta olursa olsun insanlıktan nasibini almamış böyle cani bir ruhla karşı karşıya bırakmasın.

Hele hele kendini savunmaktan aciz küçücük bir çocuğu...

Bağırmayı öğretecekmişiz, o da bağıracakmış.

Bakanın bu beyanına güleyim mi ağlayım mı inanın bilemedim.

Peki ya katledilen, şiddet gören kadınlar için ne diyecek Sayın Bakan?

Kadınlar da bağırmayı öğrensinler mi diyecek? Sanki biz kadınlar bağırmayı bilmiyoruz.

Kadınlar bağırıyorlar da ne oluyor? Ücra ya da ıssız bir köşede dayak yiyen, şişlenen, tecavüz edilen, öldürülen kadınların o an bağırmadıklarını varsaymak mümkün mü? Çığlık atmak aslında İMDAT demektir... Yıllardır o kadar çok kadın, çoluk çocuk çığlık atıyor ki... Devlet bile duymazken gelen geçen mi duyacak?

AVUKATLAR VE DOKTORLAR

Adana’da cesedi bulunan 6 yaşında ki Gizem’in katil zanlısı Süleyman Akdeniz’i Adana Barosu’ndan 41 avukat savunmak istemedi.

Bunun üzerine Cumhuriyet Başsavcılığı, baro başkanlığına yazı yazarak bir avukat görevlendirilmesini talep etti.

Böylece katilin bir avukatı oldu. Peki mecburen görevi kabul eden bu avukat (ki eminim o avukatta mecburen kabul etti) bu adamı nasıl savunacak?

Zor...

Avukatlık mesleği de doktorlukta çok zor.

Eğer katil zanlısı halk tarafından linç edilseydi veya ameliyat gerektirecek durumda olsaydı hastaneye getirildiğinde doktorların hastayı reddetme hakkı var mı?

Yok...

Mecburen katilde olsa doktor o ameliyatı yapacak ve başkasının canını almış olan o hayatı kurtaracak.

Her iki meslek için de böyle durumlarda nasıl bir çelişki söz konusu öyle değil mi?