HABERTÜRK

Çeşme, bayram yeri gibi...


09 Kasım 2011

Dün sizlere bu bayram ve her bayram Çeşme’de olmanın mutluluğundan bahsetmiştim. İstanbul’da uzun süre yaşadıktan sonra insanın Çeşme’ye ayak basar basmaz toprağını öpesi geliyor.

Kış günü Çeşme’nin nesini özlüyorsun?” diye soranlara cevabım ise hiç değişmez: Havasını, suyunu, taşını, toprağını, huzurunu, insanlarını, doğallığını, balığını, limonunu ve de özellikle Alaçatı pazarını...

Pazar alışveriş zevkimi özellikle Çeşme Alaçatı pazarında doya doya çıkarıyorum. İstanbul’da nerede? Sosyete pazarıymış, Ulus pazarıymış; hepsi hikaye... İnanın hiçbiri Alaçatı pazarının keyfini vermiyor.

Dutlu kahvenin orada içilen sabah kahvesinin ardından girilen pazar yerinde gülen yüzleri gördüğüm an kendimi evimde hissediyorum.

Sağlı sollu artık tanıdık olan pazar esnafı ile başlayan sohbetler öyle uzun sürüyor ki bir uçtan diğerine varmam neredeyse üç saatimi alıyor.

Alaçatı pazarına girdiğim an kendimi yeniden insani fonksiyonlarımı yerine getirir buluyorum. Gülüyorum, sohbet ediyorum...

İstanbul’da 300 liraya aldığım kot pantolonu 20 liraya, 150 liraya aldığım eşofmanı 30 liraya, 250-300 liraya aldığım gömleği 20 liraya almanın keyfini sürüyorum. Hatta pazarlık bile ediyorum.

Çeşme çarşı ise benim için ayrı güzelliklerle, dostluklarla dolu. Çantacı Ramazan, saatçi Mustafa, ayakkabıcı Salih, çerezci Haksever, eczacı Semra ve isimleri saymakla bitmeyecek Çeşme esnafı...

Yıllardır birbirimizi tanırız. Onlar benim çocukluğumu hatta çocuğumu tanıdılar, ben ise onların bütün ailelerini...

Hepimiz Çeşme’yi oluşturan bütünün birer parçası haline geldik.

Sevgili Belediye Başkanı Faik Tütüncüoğlu ise herkesin ağabeyi, koruyucu meleği...

Eğer Çeşme bugün diğer tatil beldeleri gibi dejenere olup bozulmadıysa bilin ki Faik Tütüncüoğlu’nun tutuculuğu, dürüstlüğü sayesindedir. Sırf bu nedenle sevenleri olduğu kadar sevmeyenleri de vardır.

Sayın Başkanım, siz siz olun, sağlığınız elverdikçe Çeşme’den elinizi ayağınızı çekmeyin.

Bütün bu saydığım güzelliklerin ardından insan Çeşme’yi bırakır da İstanbul’a döner mi?

Doğduğun değil doyduğun yer’ meselesi olunca mecburen dönülüyor.

Ama ben bu durumu da çözmeye karar verdim.

Bayram günü yani dün Çeşme’de doymaya karar verip dükkan tuttum...!

Duyanlar duymayanlara iletsinler lütfen. Artık bana her gün bayram...!