Ekonomist dergisi, 2012 yılındaki ekonomik gelişmeler temasını baz alarak Türkiye’de bulunan CEO Clup üyeleri ile bir anket yapmak istemiş.
CEO Clup Platformu, Türkiye’nin her bölgesinden ve sektörden şirketlerin en tepe yöneticilerinin oluşturduğu bir platform. 600 CEO Clup üyesinden 192’si yapılan bu ankete katılarak cevap vermişler.
Konu malum; Gelecek...
Dünyamız her geçen gün belirsiz bir geleceğe doğru sürüklenirken, 2012’ye girdiğimiz şu günlerde falcılar, astrologlar akıl almaz öngörülerde bulunmaktalar.
Bizlerde saf saf dinliyoruz... Bizim müstakbel gelin Anna’nın ekonomist olup OECD ile çalıştığından, üçüncü dünya ülkelerinin kalkınma programları hakkında araştırmalar yapıp raporlar hazırladığından, hatta yetinmeyip konferanslar düzenlediklerinden, dünkü yazımda sizlere bahsetmiştim.
Ve bendeniz de muhteşem bir görümce olarak (müstakbel) gelin Anna’yı Türkiye hakkında olağanüstü yanlış raporlar hazırlamaktan kurtarmayı kendime iş edinmiş durumdayım. Çünkü onlar her nasılsa Türkiye’yi ekonomik gelişmeleri açısından anlata anlata bitirememekteler. Mesela bu ay sonu New York’da yapılacak olan bir toplantıda gelin Anna Türkiye’deki ekonomik gelişmelerin ne kadar mükemmel olduğundan bahsedecekmiş Anna’ya göre, Yunanistan ile başlayan ardından İrlanda, Portekiz, İspanya ve İtalya’yı saran borç krizi şu anda Avrupa’nın en büyük sorunuymuş. Bu sorunlar Türkiye’yi teğet geçmekteymiş. (Bir de bizler kendimizi açmazda zannederdik) Dünya ekonomisi meğerse büyük ölçüde bu konuya endekslenmiş.
Tam gelin Anna ile geçtiğimiz hafta hararetli bir şekilde bu konuları tartışıyorduk ki birden acil olarak Almanya’ya gitmesi gerektiğinden bahsetti. Birikimi ile Berlin’den bir ev almak istediğinden dolayı işlemleri tamamlaması gerekliymiş.
Türkiye’de bir Türk erkeği ile evlenmeye hazırlanan Polonyalı bir hatun neden Berlin’den ev alır ki?
Ben kendi kendime bu sorunun cevabını dolaylı yoldan Anna’ya sorduğum sorularla bulmaya çalışırken, Anna beni yormadan yanıtladı: ‘Ayşem’cim Euro’nun geleceği dünyada da belirsiz. Bu nedenle elimde tutmak istemiyorum. Acil olarak elimden çıkarmalı ve yatırım yapmalıyım.’
(Ama tabi ki gelin Anna’nın bu açıklamaları mantıklı da olsa müstakbel görümcesini tatmin edemedi.)
- İyi de neden Berlin? sorusunu sormaktan kendimi alamadığımı tahmin edersiniz.
Anna Polonyalı olduğundan dolayı ailesinin yaşadığı şehir ile Berlin arası sadece bir saat sürmekteymiş. Ve Berlin son yıllarda yeniden yapılandığından ev fiyatları da son derece uygunmuş. Böylece hem elindeki euro birikiminden kurtulup hem de yatırım yapmış olacakmış. Böylece ailesine yakın ev sahibi de olmuş oluyormuş. Gelin ekonomist. Açıklamaları da mantıklı. Amaaa... Eh, bizler de herhalde bu durumda iskele ailesi oluyoruz.. Bize yakın ev almayı düşünmediğine göre...