Konsensus Araştırma ve Danışmanlık Şirketi’nin Habertürk için yaptığı araştırmanın sonuçları belli olmuş.
Konsensus, “Türkiye Gündemi-Ocak 2011’’ başlıklı anket çalışması için 2-10 Şubat tarihleri arasında 81 ilin hem kentsel hem de kırsal kesimlerinde, seçmen nüfusunu temsil etme yeteneğine sahip 18 yaş üstü 741’i erkek, 759’u kadın toplam 1500 kişiyle telefon anketi yöntemiyle görüşmüş.
18 yaş üstü kişilerle görüşme nedeni ise bu yaş grubundaki gençlerin 2011 genel seçimlerinde ilk kez oy kullanılabilecek olmaları.
Peki bu pazar bir milletvekilliği seçimi yapılsa sandıktan nasıl bir sonuç çıkacak? Konsensus’un seçim sonuçlarına göre;
Ocak ayında, AK Parti’nin oylarında 3.6 puanlık bir artış yaşanmış. AK Parti böylece oylarını yüzde 49.6’ya taşıyarak 2007 genel seçimlerindeki oy oranını aşmış oluyor.CHP oylarını geçen aya oranla binde 3 artırarak 26.8’e yükseltmiş. MHP’nin ise ocak ayında oyları bir önceki aya oranla 1.4 puan gerilemiş ve 11.1’e düşmüş.
Necmettin Erbakan’ın genel başkanlığını yaptığı Saadet Partisi ise eridi. Saadet Partisi’nin geçen aya oranla oyları 2.4 puan düşerek yüzde 0.8’e geriledi.
KARARSIZLAR ARTMIŞ
“Kararsızım’’ diyenlerin oranı geçen aya oranla binde 4 artmış ve yüzde 11.9’a yükselmiş.. Ankete katılanların yüzde 8.4’ü “Boş oy atarım’’ derken, yüzde 3.2’si de “Cevap yok’’ demiş.Görüldüğü üzere “Kararsızım” diyenler parti kurmaya kalksalar barajı çok rahat geçiyorlar.
Ankete katılanlardan bir bölümü, işsizlik, PKK-Güneydoğu, başörtüsü-türban, etnik köken ayrımı, rüşvet ve yolsuzluk, sosyal güvenlik-sağlık, belediye hizmetleri, asayiş-güvenlik, toplumsal ahlak, uluslararası ilişkiler ve cinsiyet ayrımı başlıklı sorunları AK Parti’nin çözeceğine inanırken, eğitim, enflasyon-hayat pahalılığı, gelir dağılımındaki eşitsizlik, demokrasi-fikir özgürlüğü, bürokrasi ve çevre sorunlarını hiçbir partinin çözeceğine inanmıyorlarmış...
İKNA EDEN OYLARI ALIR
Demek ki ne yapmak lazımmış?Oylarını artırmaya çalışan partilerin yüzde 11.9’a yükselmiş olan kararsız oylarını hedef alarak, bu kesimi eğitim, enflasyon-hayat pahallığı, gelir dağılımındaki eşitsizlik, demokrasi-fikir özgürlüğü, bürokrasi ve çevre sorunlarını çözeceklerine ikna edip, akılcı çözümler sunmaları gerekiyormuş.
Zor olmasa gerek değil mi?