HABERTÜRK

Bugün bizim ama kıymetini bilene...


07 Aralık 2009


Bugün 5 Aralık 2009... Türk kadınlarına milletvekili genel seçimlerinde seçme ve seçilme hakkını tanıyan Anayasa değişikliğinin 75'inci yıl dönümü.
Aynı zamanda da Kadın Hakları Günü...
Bu anlamlı günümüzü bir Türk kadını olarak gururla, sevinçle kutlamak isterim. Ama nedense içimde bir burukluk var.
Bizlere tam 75 yıl önce tanınmış olan hakların kıymetini ya biz bilemedik ya da bilmemiz engellendi. Başarılı da oldular. Bugün halen daha Meclis'te 550 milletvekilinin 10 tanesi bile kadın değilse bir arpa boyu ilerlemiş sayılmayız, öyle değil mi?
Bu bizim mi, yoksa bizi yönetenlerin mi ayıbı? İşte asıl mesele burada.
8 Şubat 1935'te yapılan milletvekili genel seçimlerinde kadınlar ilk kez milletvekili seçme ve seçilme hakkını kullandı. Bu seçimlerin sonunda oluşturulan beşinci dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne 18 kadın milletvekili girmişti. Bu ülkemiz için hafızalardan silinmemesi gereken bir yenilikken bu sayıyı 75 yıl içinde bir daha yakalayamamamız son derece üzücü.
Türk ulusuna Cumhuriyet'i armağan eden Mustafa Kemal Atatürk, her zaman kadınlarımızı önemsemiştir. Atatürk, Türk kadınları için şöyle demiştir: "Ey kahraman Türk Kadını! Sen omuzlar üstünde göklere yükselmeye layıksın", "Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir ulusunda Anadolu köylü kadınının üstünde kadın çalışması yoktur. Ve dünyada hiçbir ulusun kadını, 'Ben Anadolu kadını kadar çabaladım' diyemez" sözleri ile Türk kadınını her zaman yüceltmiştir.
Şu anda millet olarak zor günler yaşamaktayız. Erkek milletvekillerimiz, ülkemizin sorunlarını çözemezken kadınların sorunlarını çözümleyebilirler mi?
Kadın sorunlarını kadınlar kadar anlayabilirler mi?
Erkeklerin genel söylemi şöyle: Koca, evin reisidir, kadının gerçek yeri evidir, sen ev işlerini yap, pişir, süpür, meyvemizi soy, iyi bir aşçı, anne, eş ol, bunların dışındaki işler erkek işidir.
Yok yaaa...!
Her şeye boyun eğdiğimiz, yapılan yanlışlıklara elimiz kolumuz bağlı kaldığımız, evde oturup dizi filmleri izlediğimiz sürece bizleri daha da kötü günler bekliyor.
Şunu unutmayalım ki böyle gidersek 1935 yılında Meclis'e giren 18 kadın milletvekili, bizler için sadece güzel bir tarihi anı olarak kalır.
Benden söylemesi... !