Yıllar süren arayışlarından, saçma sapan dallara konmalardan sonra, küçük sevgili kardeşim sonunda aklı başında bir bayanla evlenme kararı aldı.
Ailemizdeki ve çevremizdeki hemen herkes benin korkunç bir görümce olacağım varsayımları üzerinde (her nedense öyle bir izlenim bırakmışım) çeşitli iddialara, tartışmalara girerlerken, son derece yanıldıklarını hayretle fark ettiler.
Çünkü onlar tartışma halindeyken ben çoktan müstakbel gelini yakın markaj incelemeye almıştım. Ve ne yalan söyleyeyim; kardeşimin bu kadar akıllı ve düzgün bir hayat arkadaşı seçebilmiş olması beni son derece şaşırttı.
Bizim müstakbel gelin aslen Polonyalı, fakat üniversite eğitimini Paris’te yapmış. Yıllarca da tek başına ailesinden bağımsız olarak hem okumuş hem de Paris’te yaşamını sürdürmüş.
ONUN BİLMEDİKLERİ..
Kendisi ekonomist olduğundan uzun yıllar OECD’de çalışmış. Ve şimdi de İstanbul’da işiyle ilgili düzen kurmaya çalışıyor ve üçüncü dünya ülkelerinin kalkınma programları hakkında çalışmalar yapıp konferanslar düzenliyorlar.
Neyse gelelim konumuza...
Müstakbel gelin Anna ile sık sık Türkiye ve dünyadaki ekonomik küresel kriz hakkında derin sohbetlere dalıyoruz. Sohbetlerimiz esnasında Anna mı benden bilgi alıyor ben mi ondan, hala tam olarak kestirebilmiş değilim. Çünkü (müstakbel) gelin de biraz gariplik var.
Anna, Türkiye’deki ekonomik gelişmeleri ve Türkiye’yi sanki başka bir gezegenden bahsediyormuş gibi anlatmakta.
Yok efendim Türkiye yükselen bir ivme sergilemekteymiş. İktidar partisi yurt dışında sürekli övgü almaktaymış. Özellikle Başbakan Tayyip Erdoğan büyük beğeni topluyormuş.
ÖRNEKLERLE ANLATTIM
Bütün bu anlatılanları dinlerken görümcelik damarlarımın kabarmaması için üstün bir çaba sarf ettiğimi tahmin edebiliyorsunuzdur. Sabırla dinlediğim Anna’nın Türkiye hakkındaki övgü dolu söylemlerinden sonra her seferinde derin bir nefes alıp ben de kendisine Türkiye’nin nereden nereye geldiğini anlatmaya başlıyorum.
Hatta yetinmeyip kronolojik olarak (hangi meslek grubundan olursa olsun ) her gün tutuklanan kişi sayısını da özellikle de dip not düşüyorum.
Anlaşılacağı üzere sevgili (müstakbel) gelinimiz Anna ile ilişkim son derece sevecen ve samimi.
Hatta o kadar ki, (müstakbel) gelinimiz Türkleri ve Türkiye’yi uzaydan değil de sayemde (hem de hızlı bir şekilde) yakından tanıma şansına sahip olacak.