Başbakan Erdoğan; "Zaman zaman basına sesleniyorum. Kızdığım zamanlar da oluyor. Kızışım zevkimden ve nefsimden değil. Canım yandığından. Milletimin canı yanmasın diye. TV'yi açıyorsunuz: Şurada şu vuruldu, burada bu vuruldu, şurada şu kadar general şuraya çağrıldı. Bununla ne yapıyorsunuz? Teröre körükle gidiyorsunuz. Bırakalım zaten iş yargıda. Yolunda gidiyor" serzenişine eminim benim kadar hem basındaki bazı arkadaşlarım, hem şehit anaları hem de halkın büyük çoğunluğu katılıyordun Çünkü Başbakanımız gibi bizim de TV'yi açtıkça içimiz acımakta. TV'yi açıp, gazete sayfalarına bakıp gerçeklerle karşılaşınca canımız acaba neden yanıyor?
OLMAYAN SÜREÇ BİTTİ
TV'yi açıyoruz, bir dönemin kudretli paşaları Ergenekon savcılarına 100 saat ifade verdiler, haberi ile karşılaşıyoruz. TV'yi açıyoruz , Erzincan'da iki MİT'çiye gözaltı haberi ile uyanıyoruz. Fettullah Gülen ve İsmail Ağa cemaatlerine yönelik soruşturma MİT görevlilerin başına dert olmuş. TV'yi açıyoruz, Abdüllatif Şener "Maalesef Başbakan süreci yanlış yönetmiştir. Demokrat olmayanların, demokratik açılım yapması mümkün değildir" açıklaması kulaklarımızı tırmalıyor. TV'yi açıyoruz, DTP lideri Ahmet Türk'ün "Partinin kapatılması halinde si-ne-i millete döneceği" yönünde beyan verdiğini öğreniyoruz. TV'yi açıyoruz , Öcalan'ın yeni odasının metrekaresini beğenmediği için ortalığı ayağa kaldırdığını, sırf bu yüzden zaten olamayan demokratik açılım sürecinin bittiğini öğreniyoruz. TV'yi açıyoruz Adalet Bakanlı-ğı'nın Öcalan'ın 5 mahkum ile birlikte kaldığı İmralı ile Mudanya ve Gemlik arasında deniz ulaşımını daha çabuk sağlayacak 300 bin euroluk özel yat almaya karar verdiğini öğreniyoruz.
TÜMER'İN İLGİNÇ CEVABI
TV'yi açıyoruz, Nusaybin'in kırsal kesiminde meydana gelen çatışmada şehit düşen Uzman Çavuş Bünyamin Öz-can'ın toprağa verilirken dimdik duran 6 aylık hamile karısının yiğitliğini görüyoruz. TV'yi açıyoruz, TEKEL işçilerinin Başbakan tarafından "Bunlar yatarak para kazanmak istiyor. 10 bin işçinin aylık maliyeti 40 trilyon lira. Devletin malı deniz, yemeyen domuz dediler. O dönem bitti" sözleri ile fırçalandığını öğreniyoruz. TV'yi açıyoruz, bebek katili için 5 milyon dolara hükümetin cezaevi yaptırdığını öğreniyoruz. TV'yi açıyoruz, İzmir'e faşist diyen bir gazeteci ile karşılaşıyoruz. TV'yi açıyoruz has ve has İzmirli olan Saba Tümer'in kendisine bir Kürt'le evlenip evlenmeyeceği sorulduğunda "Ben de öyle bir İzmirli hassasiyeti yok" dediğini duyuyoruz.