k
Öyle pis bir kısır döngü ki... Ama ne yazık ki doğru bir söz var; "Siyaset mikrop gibidir. İnsanın kanına girdi mi çıkmaz..." İşte o kısır döngüden bahsediyorum. Neden liderlik ülkemizde hep birilerine rağmen kazanılması gereken güç? Hatırlarsanız, rahmetli Ecevit İnönü'ye, Çiller Demirel'e, Mesut Yılmaz Özal'a, Tayyip Erdoğan Erbakan'a rağmen lider olabilmişlerdi.
Şimdi de Baykal'a rağmen Kemal Kılıçdaroğlu.
Ah, Sayın Baykal bana nasıl pahalıya patladığınızı bir bilseniz. Çok kişi ile Baykal'ın yeniden CHP Genel Başkanı olacağına dair iddiaya girmiştim. Baykal'ın CHP Genel Başkanlığını hiçbir suretle bırakmayacağına o kadar emindim ki... Yıllardır yaptığım kahve toplantılarında, gezdiğim illerde işittiğim kalıplaşmış bir cümle vardır; "Bu seçimlerde Baykal'a rağmen CHP'ye oy vereceğim!"
"Baykal'a rağmen..."
MEĞER FARKLIYMIŞ
Aldığım bu değişmeyen cevap karşısında hep sorduğum soru şu olurdu; "Neden Baykal'a rağmen? Baykal ne yaptı da sevmiyorsunuz?"
Yanıt; "Hizipçi.. CHP onun yüzünden ne uzuyor, ne kısalıyor.. "
Meğer ne çok sevmeyeni varmış. Hele kendi parti tabanında...
Yine de Baykal'ın jübilesi böyle olmamalıydı. Yılların siyaset adamı böyle çirkin bir komploya kurban gitmemeliydi.
Peki ya Baykal'cı geçinen arkadaşlarına ne demeli? Ölü gömücülük yaparak anında yeni adaylarını öne sürdüler bile.
Bütün bu gelişmeler bana Türkiye'de siyasetin yeniden bir yazılım içinde olduğunun bir kez daha ispatı oldu. Çünkü belli ki Baykal'ın başına gelenler yazılmış ve izlemekte olduğumuz bir senaryonun sadece bir sahnesi.
Bakalım önümüzde ki günlerde bizlere daha ne gibi oyunlar sahnelenecek?
VİLLA MESELESİ
A&G kamuoyu araştırma şirketi tarafından 39 ilde yapılan araştırmada Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP oylarını yüzde 32,3'e çıkardığı belirlenmiş. Kılıçdaroğlu eminim ki halkla bütünleşerek gerçek bir CHP'li Genel Başkan portresi çizecek.
Peki havuzlu villada oturursa ne olur? "Havuzlu villada oturmayacağım" sözü vermiş. Söylemleri içinde "havuzlu villa" sözü nedense bana itici geldi. Daha başa geçmeden böyle bir ayrımcılığa girmek doğru mu? Kılıçdaroğlu'nun sözleri bana nedense Rahşan Ecevit'i hatırlattı. Rahşan Hanım aynı renk, aynı kumaştan birçok etek, gömlek diktirirmiş.
Herkes hep aynı eteği, gömleği giydiğini zannedermiş... miş...