HABERTÜRK

Bir mektup davasıdır gidiyor..


15 Ekim 2009


Haydi hayırlısı, diyorum. Çünkü bir mektup davasıdır gidiyor. Ne demişler; her işte bir keramet vardır.
Bir zamanlar insanlar birbirlerine mektuplar yazar uzun uzun dertleşirmiş. Derken yerini bilgisayar teknolojisi ile e-mail denen mekanik ve duygusuz bir sistem aldı. Ardından, o da yetmedi telefon mesajları başladı. İşler o kadar ileri gitti ki bayramlarda vefatlarda insanlar birbirlerini telefon mesajları ile kutlar ya da taziyelerini sunar oldular.

VAY BİZİM HALİMİZE!

Geçtiğimiz günlerde doğu kökenli, kelli felli bir dostumuzun akşam yemeğine konuk olduk. Konu yine malum, son günlerin trend konusu "mektup" meselesine geldi.
Başbakan ile Baykal arasındaki mektup veya mektupların içeriği konusunu tartıştık.
Fakat bu arada, kelli felli dostumuz konuyu biraz da nostalji yönüyle ele aldı ve şunları söyledi:
"Eskiden ne güzel mektuplaşırdık. Aşk mektupları yazardık. Bayramlarda birbirimize ziyaretlere giderdik. Son bayramda ağabeyime telefon açtım. Ardından da 'Evdeyseniz uğrayacağız' dedim. Bana, 'Ee.. Şimdi telefonda konuştuk, bayramlaştık ya..' dedi. Dondum kaldım. O günden beri ağabeyimi ne arıyorum ne de soruyorum. Bizde bile gelenek görenek kalmadıysa vay Türkiye'nin haline!"
Eh! Ben de durur muyum konuya balıklama dalıp:
"CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Erdoğan'dan 2 sayfalık kibar bir mektup almış. Baykal, partisinin Merkez Yönetim Kurulu (MYK) ile değerlendirerek en kısa sürede kendilerinin de aynı üslupla cevap vereceklerini belirtmiş. Ne güzel; normalde, "insanlar konuşa konuşa anlaşır" denir. Ama bizim liderler insanlıktan çıkıp, gırtlakları yırtılana kadar bağırıp, tepiştiklerinden, sonunda özlerine dönüp yazarak anlaşma yoluna gider oldular. Bu da bir gelişme" dedim.

CİNDORUK'A KATILIYORUM

Fakat konuya bana kalırsa en güzel yaklaşım, esprili kişiliği ile tanınan Sayın Hüsamettin Cindoruk'tan geldi. Başbakan Erdoğan ve Baykal'ın mektup trafiğini 'platonik aşk' olarak yorumlayan DP Genel Başkanı Cin-doruk'a katılmamak mümkün mü? En ummadığınız zamanlarda CHP desteği ile Erdoğan bugünlere gelirken, Abdullah Gül de Cumhurbaşkanı oldu. Ee.. Ne demiş büyüklerimiz: En büyük aşklar büyük kavgalar neticesinde doğar. Şimdi sırada Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı söz konusu iken bu mektup trafiğinin Cin-doruk'un yorumladığı şekle bürün-mesi bana kalırsa an meselesi.
Başbakan Erdoğan, Cindoruk'a ''Ben pek platonik aşktan anlamam. Benim aşkım gerçek aşktır' yanıtını vermiş.
Erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer hesabı, Cumhurbaşkanlığına giden yol da, bu mektuplardan geçerse hiç şaşırmayın.
Benden söylemesi!