HABERTÜRK

Bir Çeşme yazısı da benden


12 Ağustos 2011

Yaz başından beri Çeşme’yi ziyaret eden İzmirli olan veya olmayan köşe yazarlarımızın yazılarını özenle takip ediyorum. Önce kendi gözlemlerinden birkaç not düşeyim:

Çeşme’ye uğramadan yaz geçirmek out....

Bodrum out, Çeşme in...

Rodos out, Sakız (Kiosk) in..

Bodrum’da yamaç paraşütü, su kayağı yapmak out, Alaçatı’da sörf yapmak in..

Şimdi gelelim yazarlarımızın gözlemlerine...

Eleştirilere sonuna kadar katılsam da yüreğimin bir bölümü hepsine izin vermiyor. Doğma büyüme İzmirli olduğumdan, yaz aylarında da Çeşme’de büyüdüm.

Bakkalı, fırıncısı, manavı hatta Çeşme imamı bile annemin elimden tuttuğu, çarşı pazar sürüklediği yaşlarımı, genç kızlık dönemlerimi, evlenip anne oluşumu, 40 yaş sonrası dönemlerimi (şimdiki zaman) iyi bilirler. Ben de onları ve onların sıkıntılarını bilirim...

Gelelim eleştirilere;

Örneğin, Yılmaz Özdil’in geçtiğimiz pazar Çeşme hakkında yazdığı ve bugün hala tartışılan köşe yazısındaki eleştirileri ele alalım;

Özdil bakın neler demiş;

YÖ: Bizim Çeşmeliler “karşı kıyı”daki Sakız Adası için rehber hazırladı iyi mi... Nasıl gidilir, nerede kalınır, ne yenir, ne içilir, anlatılıyor. 20 bin adet bastırıldı ve bedava dağıtılıyor!

(Dibine kadar doğru yazmış. Hafta içi Çeşme-Sakız gidiş-geliş 8 euro, hafta sonu 16 euro.

Ben bile neredeyse her hafta Çeşme’den Sakız’a sadece mutfak alışverişi için gidip geliyorum. Deterjan, peynir, tavuk, içki ne isterseniz... Çeşme’deki marketlerden kat be kat ucuz. Bir de siesta yapmasalar...)

YÖ: Restoranların arka sokaklarında bi ceset eksik. Belki vardır, deşmediğim için göremedim, o derece. Türkiye’nin ilk mavi bayraklı plajı Ilıca’da tuvalet var, Somali’de göremezsin. Sokak lambaları yanmıyor. Sheraton’a 500 metre mesafede çadırkent var, değerli şoparlarımız beygirleriyle beraber çırılçıplak yıkanıyor, milyon dolarlık Şantiye Evleri’ne komşu. İtalyan evlerinin durumu daha vahim. Özellikle pazar günleri, evlerini terk ediyorlar. Çünkü, sayın halkımız demokratik hakkını kullanıp, villaların önüne halıyı seriyor, şemsiyeyi dikiyor, kamyonetin teybinden arabeski açıp, mangal... Sıkışınca? Villaların bahçesi ne güne duruyor.

Sevgili Yılmaz Özdil, yine dibine kadar doğru yazmış. Bizim evimiz Çeşme Sheraton Lojmanları’nın hemen arkasında. Yani Özdil’in bahsettiği çadırkent ile aramda sadece 500 metre var. Çadırkent manzarası ile yaz başından beri burun buruna yaşamaktayım. Trilyonluk villalarda oturanların evlerinin önü ise yine Özdil’in ifade ettiği gibi özellikle hafta sonları içler acısı...

Çeşme’ye yarın da devam...