Bu hafta sonu ne yapsak diye düşünürken elimize küçük bir çanta aldık ve Memorial Hastanesi'nin yolunu tuttuk. İşin aslına bakarsanız son zamanlardaki dengesiz hava şartlarına bir de sürekli sıkıntı vererek esen Lodos eklenince çevremizdeki birçok insan gibi eşimin de tansiyonu yerinden oynadı. Biz de hem tüm kontrollerinin yapılması hem de tedavisi için soluğu hastanede aldık. Her ne kadar hastane ortamı gibi olmasa da, misler gibi koksa da bana göre hastane hastanedir. İnsan psikolojisi de bu ortamda elde olmadan doğal olarak alt üst olabiliyor. Memorial Hastanesi'nin ilginç bir özelliği var. Doç. Dr. Süleyman Erguner.. Uluslararası ney üstadı olan Erguner haftanın bir günü Memorial Hastanesi'nde yoğun bakım konuğu olmaktaymış. Fakat işin ilginç tarafı hasta olarak değil.
YOĞUN BAKIMDA KONSER
Süleyman Erguner, her çarşamba Memorial Hastanesi'nin yoğun bakım bölümündeki hastalar için ney çalmak-taymış. Bir süre önce Prof. Dr. Bingür Sönmez'le tanışan Erguner'e Bingür Hoca, "Hadi gel yoğun bakımda birkaç konser ver, ben de tıbbi açıdan hastaların gelişimlerini gözlemleyeyim" demiş. (İnanmazmış gibi okumayın lütfen) Hastanede akşam haberlerini izlerken bulunduğumuz hastanenin yoğun bakımında ney çalındığını izlediğimde aslına bakarsanız ben de pek inanamamıştım. Soluğu hemen hemşire masasının önünde aldım ve "Hani bize Ney konseri? Neden bu nimetten biz faydalanamadık bugüne kadar?" sorularını peş peşe sıralamaya başlamıştım ki hemşire hanım, "Evet, ama sadece yoğun bakımda çalıyorlar" yanıtını verdi.
ERDOĞAN'A DA ÖNERELİM
İstanbul Memorial Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi bölümünde bilindiği üzere ameliyattan yeni çıkmış veya komada olan hastalar yatmakta. Er-guner'e Bingür Hoca 'çal' demiş. O gün bugündür yoğun bakımda ayda dört konser vermekteler. Bingür Hoca ise durumu şöyle izah ediyor, "Ben tıbbın teknolojik tüm olanaklarını kullanarak hastaları ameliyat ediyorum. Bazı hastaların tansiyonlarının düştüğünü saptadım. Hicaz makamının bir şekli olan Zirgüle üflemesi için üstad Ergu-ner'den ricada bulunduk. Çünkü bu makam Osmanlı zamanında Darü'ş-şi-fa'da, yani hastalara şifa veren kuruluşlarda icra ediliyordu. Binde bir faydası bile olsa her şey sağlık için." Aklıma geldi de.. Son yıllarda sürekli yüksek tansiyonla gezen Türk halkının tansiyonunu düşürmek için Başbakan Erdoğan'a da acaba bu çözüm yolunu önersek mi?