Siyasi parti liderlerinin miting alanlarında çizdiği imajları değerlendiren imagoloji uzmanları ile ayak üstü yapmış olduğum sohbette, parti liderlerinin imajlarında bol bol vaatlere rastladıklarını söylediler. Seçim dönemlerinde iki tür imajın ön plana çıktığını, bunlardan birisinin siyasi liderin kişisel özelliklerini taşıyan imaj, diğerinin ise parti imajı olduğunu önemle vurguladılar.
KİM NELER YAPIYOR
Örneğin; MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, mitinglere genelde siyah takım elbise ve beyaz gömlekle çıkarak tam bir ciddiyet görüntüsü veriyor. Son derece az gülümsüyor. Her zaman olduğu gibi gençlere pek yönelmiyor. Parmağını sürekli yukarıda tutarak halka uyarılarda bulunuyor.
AK Parti Genel Başkanı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kişisel özelliklerindeki agresifliği yine ön planda. Her zaman olduğu gibi vücut dilini çok iyi kullanıyor. Konuşmalarında her zamanki gibi bol bol vaatler var ve yine tek başına iktidara gelmek istiyor. Geçen seçimlerden farklı olarak son zamanlarda oldukça renkli giyinmeye başladı.
Bir dönem siyasete soyunan ve 2002 seçimlerinde Cem Uzan'a hatırlarsanız seçim mitinglerinde Ali Taran beyaz gömlek giydirmişti. Uzan kolları sıvanmış beyaz gömleği ve milliyetçi söylemleri ile halka güven vermiş ve hatırı sayılır bir oy almıştı.
BAYKAL'DAN FARKLI
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'da seçim dönemine girdikleri günden beri beyaz gömlek giymekte. Uzan'dan farkı beyaz gömleğinin üzerine kimi zaman ceket giyiyor, kimi zaman kravat takıyor. Fakat miting meydanlarında asla gömleğinin kollarını sıvamıyor. Ceketsiz giydiği beyaz gömleği ile halka vaatlerde bulunurken, neyi nasıl yapacağını da anlatıyor. Yani eski genel başkan Deniz Baykal gibi sadece görselliği ön planda tutmuyor. Baykal, sporcu kişiliğini ön plana çıkartarak genç ve aktif olduğunun mesajını vermeye çalışırken, hatırlarsanız söylemlerinde sorunlara pek eğilmez, sadece polemik yapardı.
Kılıçdaroğlu ise sorunlara çözümleri ile birlikte değiniyor, halkın nabzını tutuyor.
İmagoloji uzmanlarının ortak görüşü ise "Beyaz Gömleğin" iletişimdeki etkisi. Seçimlere 10 gün kaldı. Ak mı kara mı renkli mi galip gelecek işte o gün belli olacak.
Fakat gördüğüm bir şey var ki, sanki birileri seçimi kaybetme telaşı içine girdiler. Çünkü 12 Haziran'a 12 gün kala 12 Eylül darbesini hazırlayanların ilk kez ifade vermeye çağrılmalarını anlamak mümkün değil.
