HABERTÜRK

Bayramda Çeşme


08 Kasım 2011

Yaşım ilerledikçe bayramları sayar oldum. Bugün 44 yaşında olduğuma göre 44 tane Kurban Bayramı yaşamışım. Yaklaşık 14 yıldır köşe yazarlığı yaptığımdan da 14 kez Kurban Bayramı hakkında yazılar yazmışım. Arşivimden önceki yıllara ait Kurban Bayramı yazılarımı çıkarıp okudum.

Bazen geçmiş yazıları okumak inanın çok faydalı ve bilgilendirici olabiliyor. Özellikle son 5 yıldır yazmış olduğum, Kurban Bayramı’nı konu alan yazılarımda hep hayvanların nasıl düzensiz bir biçimde katledildiklerine değinmişim. Sokaklarda koşan danalar, yaralanan insanlar vs... vs...

Baktım ki bu bayram yine kendimi tekrar edecek ve yine can havliyle sokaklarda koşan danalardan bahsedeceğim, hemen bakış açımı değiştirme kararı aldım.

Bu bayram sizlere Çeşme’den bahsetmek istiyorum. Yaz ayları süresince sürekli ikamet ettiğim, kış aylarında da bayramlarda ya da havalar güzel oldukça hafta sonları kaçmaya çalıştığımız güzel Çeşme’den...

Bu yıl eylül ayının ortalarında Çeşme’den ayrılmak zorunda kalmıştık. İstanbul’a bir gittik, bir daha gelemedik. İstanbul, 3 ay ondan uzak kalmamızın hırsını bizlerden çıkarırcasına bizleri öyle bir içine çekti ki kurtulamadık.

Trafik denen canavar, İstanbul trafiğinin yanında inanın melek kalıyor. Dünyanın hiçbir ülkesinde İstanbul’da insanlara trafikte yapılan işkence yapılmıyordur. Ve yine dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir trafik kaosu yoktur.

Sizlere çok basit bir örnek vermek istiyorum: Cuma akşamı saat 18.00 uçağı ile İstanbul’dan İzmir’e uçtuk. Bizi havaalanından alan arabamızla Çeşme’ye yol aldık. Eve uğrayarak çantalarımızı bırakıp doğru Dalyanköy’e gittik.

Dalyanköy’de balık siparişlerimizi verip mezelerimizi yemeğe başladık. O esnada eşimin aklına şirketten bir elemanına bir şey sorması gerektiği geldi. Bu arada, şirketin havaalanına 5 dakika mesafe uzaklıkta olduğunu dip not düşmek isterim.

Yani eşim ve çalışanların hepsi aynı anda cuma akşamı işten çıktılar.

Eşim havaalanına gelirken onlar da Etiler taraflarına doğru yola çıkmışlardı. Biz İstanbul’dan İzmir’e, oradan da Çeşme’ye gelip Dalyanköy’de balık restoranında balıklarımızı yemeye başlamışken arkamızda bıraktığımız şehirde yaşayan ve işyerinden çıkanların henüz evlerine varmadıklarını öğrendiğimizde şu an sizlerin şaşıracağı kadar şaşırmadık.

İnanılmaz ama gerçek değil mi? İşte İstanbul’da yaşayanların hayatlarının yarısının, evlerine varabilmek çabası ile geçtiğinin en güzel kanıtı.

Gözünü seveyim İzmirim’in... Çeşme’nin...

Bayramda Çeşme’de olmanın huzuru ile sizlere de mutlu, sağlıklı bayramlar dilerim.