HABERTÜRK

Bayanlar.. Milano’dan uzak durun


26 Şubat 2013

Arkadaşlarımın deyimi ile leyleği havada gördüğümden olsa gerek geçen hafta yine 4 gün ortadan kayboldum. Yaklaşık 20 gün önce yapmış olduğum Dubai gezimden sizlere bahsetmiştim. Bu defaki rotam Milano oldu.

Her açıdan birbirine taban tabana zıt iki farklı ülkenin önemli şehirlerini bu kadar kısa aralıklarla ziyaret edince ister istemez her açıdan mukayese ettim.

Dubai’de bir taraftan farklı kültürlerin bir arada yaşamına şahit olurken, diğer taraftan ülkenin ağır kanunlarının yaptırımlarını gözlemleyerek sizlere görüşlerimi aktarmıştım.

Milano ise sanki bambaşka bir dünyaya ait.

Öncelikle önemle dip not düşmek istiyorum; Dört gün kaldığım Milano’da bir gün daha kalsaydım bunalıma girip aneroksiya hastalığına tutulabilirdim. (Benden size tavsiye eşlerinizi sakın Milano’ya yanlız göndermeyin. Siz de peşine takılın) Bir kadın olarak itiraf ediyorum ki; Hayatımda bu kadar güzel, ince, bakımlı ve bir o kadar şık (hem de her yaş gurubundan) kadını bir arada hiç görmedim. Hem de günün her saati ve her yerde...

Bir tane bakımsız veya şişman, hatta balık etli kadın olmaz mı bir şehirde? Biz de ‘bir gram et bin ayıp örter’ denirken, sanki onlar da tam tersi ‘bir gram et bin ayıbı ortaya çıkarır’ şeklinde herkes incecik. Şansımıza (artık şanssızlığımız mı orası tartışmaya açık) gittiğimiz gün Milona’da moda haftası başlamıştı.

Milano’da şık dükkanların bulunduğu cadde Via Montenapoleone’de gezerken Armani, Prada, Lanvin, Dior vs. gibi mağazaların önlerinde bol miktarda manken ve onları fotoğraflamaya çalışan paparazileri görme fırsatımız oldu. Sokaklardaki kadınların üzerine bir de mankenleri görünce ayna da kendimize bakıp bakıp “Biz de kendimizi zayıf, bakımlı zannediyoruz “ diyerek bol bol hayıflandık.

Milano’da bulunduğum günlerde hava kar yağışlı ve oldukça soğuktu. Fakat buna rağmen insanlar cafelerde genelde dışarıda oturuyorlardı.

Öyle güzel ısıtma sistemleri yapmışlar ki kar yağarken bile bir gram üşümedik. Bu arada unutmadan şunu da belirtmek istiyorum. Milano’lu kadınlar kesinlikle çorap kullanmıyorlar. Biz ‘bu havada üşüyüp hasta olmazlar mı?’ diye tartışırken, onlar yüksek topuklu ayakkabıları, çorapsız bacakları, üzerlerinde kürk mantoları ile salına salına önümüzden bir bir geçtiler. (Biz ise onlara bakarken hasta olduk)

Bu kadar anlattıktan sonra bana “Dubai’ye mi yoksa Milano’ya mı bir daha gidersin ?” diye soracak olursanız,

Cevabım; “Kesinlikle Dubai...”